Tarihi eserlere restorasyon darbesi

Osmanlı eserlerinin özensiz restorasyonlar yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı.
Konunun uzmanı Nazım Can Cihan, “Restorasyondan mutfak tezgahı gibi bembeyaz çıkan eserler var” diye konuştu.
Osmanlı dönemi eserlerinin bilinçsizce uygulanan restorasyonlar yüzünden orijinalliğinin bozulduğu tespit edildi.

Tüm Restoratörler ve Konservatörler Derneği Başkanı Nazım Can Cihan “Birçok Osmanlı dönemi cami ve saray yapılarındaki ‘kalemişi’ diye adlandırılan duvar resimleri, özel yöntemlerle korunması gerekirken yanlış müdahalelerle orijinalliğini yitiriyor” dedi.

MUTFAK TEZGAHI GİBİ BEYAZ

Cihan, derneğin Türkiye’deki kültür mirasının korunup onarılmasına yönelik çalışmaları desteklemek için kurulduğunu belirtti. Ancak bunun için Türkiye’deki ‘restoratör’ ve ‘konservatör’ eksikliğinin giderilmesi gerektiğine dikkat çeken Cihan şöyle konuştu:

“İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı’nda 80 uzman, İstanbul’daki devlet kurumlarında yaklaşık 120 çalışan var. Oysa her müzede ve ilgili kurumda restorasyon teknikeri olmalı.

Kültür Bakanlığı bünyesinde 250 uzman tekniker var. Buna karşılık Türkiye’de 200 müze ve bir o kadar da ören yeri var.” Eserlerin temizliğinde bile zarar görebildiğine dikkat çeken Cihan, “Kulaktan dolma reçetelerle yapılan müdahaleler, eserde geri dönülemeyecek hasarlara sebep oluyor.

Spiral denen alete zımpara takarak mermeri ‘temizleyenler’ gördüm! Galatasaray Postanesi’nin cephesi ve Galatasaray Lisesi giriş kapısı bu şekilde temizlendi. Eser, restorasyondan mutfak tezgahı gibi bembeyaz çıktı” şeklinde konuştu.

KALEMİŞİ ESERLER TEHLİKEDE

Osmanlı eserlerinin birçoğunda kalemişi olduğunu belirten Cihan, “Eğer bu kalemişi dökülmüşse mevcut olanı korursunuz. 1450’lerde yapılmış bir cami diyelim. Fatih dönemi bir kalem işi var.

O zaman sürülmüş boya dökülmüşse, bugün sürülen boya 2015 yılına aittir. Öyle durumlar oluyor ki, adam ‘bu yaprağın köşesi gitmiş, dur ben buraya bir de köşe çizeyim buna’ diyor.

Böylelikle günümüze ulaşmasını sağladığımızı zannettiğimiz ‘ecdat emanetlerinde’ aslında orijinalliğini yitiriyor.

Bu çalışmaları bilimsel çerçevede ele almak yüklenici ve denetleyici tarafından ‘zaman kaybı ve ekstra maliyet’ olarak görüldüğünden, yenileme ya da yeniden yapmak tercih ediliyor” dedi.

VAKIF HAN'I KİMYASALLA SARARTTILAR

Cihan, uygun bir restorasyon metodu uygulanmazsa yaşanacak sonuçları ise şöyle özetliyor:

“Eminönün’de restorasyonu bittiğinde bembeyaz olan Vakıf Han cephesinde sararmalar başladı. Çünkü temizlik sürecinde gereğinden fazla kimyasal kullanıldı.

Ülke genelinde kurulan bölge laboratuvarlarına çok iş düşüyor. Bünyesindeki personelin konularında uzmanlaşmasını ve restorasyon çalışmalarında işin belgeleme ve planlama sürecinden itibaren denetleyici olarak yer almasını sağlamaları gerekiyor. Ama ne yazık ki birçok çalışmada bunu göremiyoruz.”


Kaynak: Cihan Acar / Bugün gazetesi

    :

    :

    :

    :

    "Tarihi eserlere restorasyon darbesi" hakkında Tweetler

    DİĞER ÇEVRE HABERLERİ