Bu yazımın konusu "Karakter ve Zeka" üzerine olacaktı. Ancak, Karşı'daki son yazımın -ki üç gün önce yazmıştım. Demek ki ya yeni okudular ya da en kötüsü henüz anlayabildiler- sosyal medyadaki tepkileri okuyunca, yazımın konusu değişti. Ancak başlık değişmedi. Çünkü bu da karakter ve zeka ile ilgili. Başına bir de "Sosyal Medya" kondurdum. Cuk oturdu...
***
Her köşe yazana ve yazısına olduğu gibi bana ve yazılarıma da, olumlu tepki gösterenler de var, olumsuz tepki gösterenler de... Bu normal. Burada ilginç olan şey, söz konusu yazıma olumsuz tepki gösterenlerin hemen hepsinin, kendileri de "şike" ile suçlandıkları halde 2010-2011 Futbol Sezonu'nun "gerçek"(!) şampiyonu olduklarını iddia eden bir taraftar grubu olması...
***
Sözünü ettiğim yazımda 3 Temmuz Darbe'sini anlatmış, ancak hiçbir kulübe ve taraftarlarına suçlayıcı bir söz sarfetmemiştim. Yazımda sadece uydurma tapelerle ve hiçbir maddi delile dayanmayan suçlamalarla, koskoca bir camianın nasıl karalandığını anlatmıştım. Ben yazdıklarımın arkasındayım.
***
Öncelikle, sosyal medyada bu yazım nedeni ile şahsıma hakaret ve küfür edenlere, ettikleri hakaret ve küfürleri, misli ile iade ediyorum. Tehdit edenlere ise "Ben burdayım, tehdit etmeyin delikanlıysanız yapın" diyorum. Ayrıca bu sosyal medya Kullanıcıları ile mahkemede hesaplaşacağız.
Şimdi gelelim eleştirilere...
Takdir edersiniz ki, 140 karakterle bilimsel bir eleştiri yapılamaz. Sosyal medya Kullanıcıları, 140 karakterle, olsa olsa karakter yada karektersizliklerini ortaya koyabilirler. Hakaret,küfür ve tehditleri çıkardığımızda "Dişe dokunur"(!) eleştirileri, rumuzlu bazı sosyal medya kullanıcıları yapmış. Kendilerini tanımıyorum zaten adları, soyadları ile yazmadıkları için tanımam da mümkün değil. Bir Spor Kulübü taraftarları, hatta fanatiği ve hatta tribün amigoları olduğu belli olan bu sosyal medya kullanıcıları da belli ki beni tanımıyorlar...
1) Bu -çok "cesur"(!) oldukları için ad ve soyadlarını kullanmadan- rumuzla yazan sosyal medya kullanıcılarının iddialarının aksine ben hiçbir zaman "devletin ajanı" olmadım. Hele hele "karşı devrimcilerle iş birliği yapan derin" birisi hiç olmadım. Kim olduğumu, bugüne kadar neler yaptığımı, yazdığımı beni tanıyan bilir.
2) Yine beni tanıyan herkes hayatımın hiçbir döneminde kalemimi satmadığımı, doğru bildiklerimi yazdığımı, söylediğimi yani "Dilsiz şeytan" olmadığımı da bilir. Bilmeyen de Google Efendi'ye sorabilir.
***
Ben 3 Temmuz sürecini, bir taraftar olarak değil, bir gazeteci olarak takip ettim. İddianamenin tamamını okudum. Ek klasörlerinin tamamına yakınını okumaya çalıştım. Hukuk bilgim vardır yetersiz kaldığında da hukukçulara sordum. Ve sonuçta bu çakma belgelerle bırakınız bir camiayı mahkum etmenin, dava bile açılamayacağı kanaatine vardım.
Ama belli ki beni eleştiren bu sosyal medya kullanıcıları dava ile ilgili hiçbir şey okumamış ve/veya hukuki bilgileri yok.
***
Sayın ve pek muhterem sosyal medya delikanlıları öncelikle ben Karşı Gazete'deki yazılarım için maaş almıyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü'ne üye değilim. Fenerbahçe'de herhangi bir görevim, ve bir kör kuruş menfaatim yok. Fenerbahçe Maçlarını genellikle televizyondan, çok nadir fırsat bulduğumda da parasını vererek tribünden izlerim. Ayrıca tribünde amigoluk yaptığımı da hatırlamıyorum.
Ben yazımda, Fenerbahçe'ye kumpas kuranların, her fırsatta Fenerbahçe Başkanı'na, oyuncularına, binalarına ve otobüsüne küfürlü, taşlı sopalı, çakı-çakmak-ustura-bıçaklı ve hatta silahlı saldırıda bulunanların, kimler olduğunu bildiğimizi söyledim. Ancak bu konuda belli bir kulübü ve/ veya taraftarlarını suçlamak bir yana ima bile etmedim. Bu durumda, yazımı okumadan eleştiri yapmayacaklarını ve okuduklarını anlayabilecek ortalama zeka seviyesine sahip olduklarını düşündüğüm bu alıngan sosyal medya delikanlıları, ya bu saldırıları kendileri yaptı ya da yapanları biliyor olmaları gerekir...
***
Sonuç olarak ben, "Kalemini satan, devletin ve hatta derin devletin ajanı" olsaydım, inanın aylarca hatta yıllarca işsiz kalmaz, "büyük"(!) medya kuruluşlarından birinin üst düzey yöneticisi ve "büyük"(!) gazetelerin birinde köşe yazarı olurdum.
Ben böyle mutluyum doğru bildiğimi yazıyorum ve yazmaya devam edeceğim...
