Bir haftadır "Bir takım" medyaya bir haller oldu. "Yolsuzluk, haksız kazanç ve servet edinme" konularında hassaslaşmış durumdalar. Her gün, CHP'li Ataşehir Belediye Başkanı, CHP milletvekili eşi ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun kızının mal varlıklarını sorguluyorlar...

 

Öncelikle bu iyi bir gelişme. Çünkü 13 yıldır, gerek gazetelerinin sayfalarında ve gerekse TV'lerin ekranlarında "Yolsuzluk, haksız kazanç ve servet edinme" gibi konuları görmüyor, göremiyorduk. Şükür, bu günleri de gördük...

 

***

 

Yolsuzluğu kim yaparsa yapsın partisine bakılmaksızın araştırılması ve üstüne gidilmesi gerekir. Doğrusu bu. CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın da bu doğruyu yaptı ve savcılığa tüm iddiaların araştırılması için başvurdu.

 

***

 

Amma velakin; "Bir takım medya"nın, CHP'lilerin "Yolsuzluk, haksız kazanç ve servet edinme" iddialarına gösterdiği hassasiyeti genelleştirmesi gerekiyor. 

 

Yani, tabiri caizse "Yandaş-Havuz-Fotoşop" medyasının, CHP ve rezidanslara gösterdiği hassasiyeti, tüm partilere, tüm rezidanslara ve dahi "sıfırlama"lara, kaçak yapılara, "önünde yatma"lara, para sayma makinelerine, villalara, ayakkabı kutularına, çikolata kutularına, kol saatlerine de göstermesi gerekiyor...

 

Aksi halde -elin gözündeki çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmezden gelirseniz- bu yaptığınız, hiçbir zaman "Gazetecilik-Habercilik" olmaz, "Tetikçilik" olur. 

 

Gazetecilik yerine tetikçilik yapmaya devam ederseniz de, Mısırlı Rabia için gözyaşı dökerken, Karadenizli Rabia Ana'nın çığlıklarını duymazdan, görmezden gelirsiniz.