Peynire siyaset karıştı

Uzun zamandır peynir üzerinde Türkiye’nin konjonktürüyle de ilgili olan bazı göz yummalar söz konusu
Rengi sarıya yakın tam yağlı beyaz peynir, yoğun kıvamıyla kahvaltı masasında arz-ı endam ediyor. Damakta bıraktığı tat ise biraz tanıdık. Margarin kadar tanıdık. Aleni hale gelen bu hileye açıkça göz yumulmasının nedeni ise siyasetle ilgili.

Uzun zamandır peynir üzerinde Türkiye’nin konjonktürüyle de ilgili olan bazı göz yummalar söz konusu.  Dünyada gıda fiyatları düşerken yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de aşırı tırmanış var. Mutfak enflasyonunun ahaliyi etkileyip bunun seçim sandığında kayba yol açmaması için gıda üzerindeki denetimler epey zamandır formaliteye dönüştürülmüş durumda. Bu durum halkın ucuz gıdayı raflarda bulabilmesini sağlıyor. Ancak o gıdalarda sağlıktan eser yok.

Peynir en kritik ürünlerden biri. Kahvaltı sofrasının ‘veziri’ olarak biliniyor. Uzun süredir beyaz peynirde margarin kullanımı var. Özetlemek gerekirse süt yağı olması gereken peynire bunun yerine margarin basılıyor. Haliyle peynir daha kıvamlı, daha yoğun, hafif sarı ama özünde margarine dönüşüyor.

Kullanıcıların bir kısmı ise bu sarı renk ve yoğun kıvam nedeniyle ‘iyi peynir’ aldığını düşünüyor. Oysa peynirin hafif sulu olması doğasının gereği.  Margarinde kuru madde oranı yüzde 95. Gerçek peynirde ise yüzde 55. Bu durumu su kullanarak çözüyorlar.

Piyasadaki sahte peynirler, margarin, nişasta ve sudan ibaret. Birkaç kıvam düzenleyiciyle görüntüde peynir ama özünde seyreltilmiş margarin üretiliyor.

YAKALANAN 7 BİN LİRA İLE YIRTIYOR!

Denetimle kolayca anlaşılacak bu sahtekarlığa uzun zamandır göz yumuluyor. Yakalanan üreticiye verilen ceza 11 bin TL. Peşin ödeme yaparsa yüzde 40 indirim uygulanıyor cezada. Hiçbir caydırıcılığı yok ve devletin de cezayı artırma yönünde niyeti yok.

Sebebi ise Türkiye’de giderek yükselen gıda fiyatları. Enflasyon rakamları üzerinde hesaplama sepetini değiştirerek oyunlar yapılsa da, halkın en çok hissettiği şey; mutfak enflasyonu. Burada frenleme gerçek politikalarla yapılamadığı için, fiyatları düşürmede “sağlık kontrollerini by-pass etme” yöntemi uygulanıyor. Ucuz, merdivenaltı, sağlıksız gıdalara yönelik denetimler seyreltiliyor, cezalar ise caydırıcılıktan uzak noktada tutuluyor.

Hatta devlet konuyu yasal kılıfına uydurmak için “bitkisel yağlı peynir ve yoğurt” diye bir kavram icat etmeyi denedi.
Margarinden yapılan peynir ve yoğurdun üzerine bu ibare karınca harfleriyle yazılacak, tüketici sütten yapılan peynir almadığını fark etmeyecekti. Böylece devlet hem kendini hem de bu sahteciliği yapanları yasal olarak korumaya almış olacaktı. Bu düzenlemeye süt üreticileri tepki gösterince şimdilik rafa kaldırıldı. Denetimlerin etkisizleştirilmesi tercih edildi. 

Sonuç olarak, peynir satın alıyor ama aslında margarin yiyoruz. Süt üreticisi açısından ise daha vahim bir tablo ortaya çıkıyor. Peynir üreticileri süt yerine margarin kullanınca, sütte arz fazlası oluşuyor. Süt besicileri ineklerini kesime göndermek durumunda kalıyor. Ülke için gelecek adına daha vahim bir tablo bu. 

DÜRÜST ÜRETİCİ İFLASLARI

Sütsüz peynir üretimine göz yumulması, geleneksel markaları iflasa sürükleyen dönemi de başlattı. Sahteciliğe başvurmayan mandıracılar ve peynir fabrikaları fiyat rekabeti yapamaz hale geldi. Bunda Et ve Süt Kurumu’nun piyasa kurallarına aykırı müdahalelerinin payı büyük. Hükümete yakın büyük süt üreticilerinin istekleri doğrultusunda sütte taban fiyat belirleyen kurum, peynir maliyetlerini yükseltti. Sadece süt kullanılarak üretilen peynirlerin fiyatı yükselince, margarinli peynir üretenler büyük avantaj elde ettiler ve peynir piyasasında sahtecilik görülmemiş boyutlara yükseldi.

Askeriye gibi devlet kurumlarının yaptığı büyük peynir ihalelerinin neredeyse tamamını bu tip firmalar kazanmaya başladı. Gerçek üreticilerde ise durum vahim. Geleneksel mandıralardan başlayarak iflaslar giderek yayılıyor.   

GIDA VE SİYASET

Dünyada gıda politikaları milli güvenlik meselesi olarak ele alınıyor. Hemen tüm gelişmiş ülkeler, sübvansiyon yoluna gitseler bile tarımsal üretimin artmasını sağlıyorlar. Ülkenin kendi kendine yetebilmesi ve tarım sektöründe verimli bir nüfusun bulunup başka alanlara kaymaması ülkenin geleceği adına önemli. Sağlıklı gıda tüketimi ise sosyal güvenlik sistemi açısından kritik önemde. Sağlık problemleri ve yükselen sağlık harcamaları sosyal güvenlik sisteminin dengesini bozarak bütçelere telafisi uzun yıllar sürecek yükler getiriyorlar. Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinde başta GDO’lu ürünler olmak üzere sağlıksız gıda üretiminin üzerine kararlılıkla gidiliyor.

Türkiye’de ise her alana nüfuz eden oy kaygısı, sağlıklı gıda üretimini rafa kaldırıp ucuz arz için sağlıksız mamullerin önünü açtı. Her semte yayılan ucuzluk marketlerinin rafları neredeyse bu tip sağlıksız ürünlerle dolu. İsmi duyulmadık peynir markaları da bu marketler üzerinden piyasaya binlerce tonluk partilerle sürülüyor.

SÜTSÜZ PEYNİR

Koko yağı, kazein, jelatin, su, nişasta ve stabilizatör ile süt kullanmadan, beyaz peynir, örgü peynir ve kaşar peyniri yapmak mümkün. Tabi görünürde.

Kaynak: nokta dergisi

    :

    :

    :

    :

    "Peynire siyaset karıştı" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete