​Turizmin değil Türkiye'nin krizi

Uçak krizi sonrası Rusya’nın ambargosu, art arda meydana gelen terör saldırıları nedeniyle ülkelerin 'Türkiye’ye gitmeyin' çağrısı Türk turizmine ağır darbe vurdu.
KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ | Burcu Oral EVREN

Zarar milyarlarca dolar. Turizmciler kan ağlıyor. Karşı Gazete olarak yaşanan derin sıkıntıyı İşveren Sendikaları ve Meslek Örgütlerinden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak ile konuştuk.

-Terör olayları nedeniyle turizmde bu yıl büyük gelir kaybı yaşanıyor. Elinizdeki son veriler neler? Hem Rus hem de Alman turistlerin Türkiye'den vazgeçtiği doğru mu?

"TURİZMDEKİ EN BÜYÜK SIKINTI, TÜRKİYE'NİN İMAJI"

Turizmde ciddi bir gerileme yaşanıyor. Bu gerilemede terörün de payı var, Rusya ile yaşanan krizin de payı var ama en önemlisi Türkiye’nin imaj sorunudur. Türkiye’nin demokrasiden, özgürlüklerden uzaklaştığı algısı var. Ülkeyi yönetenlerin şiddet dili, ayrıştırıcı dili, gazetecilerin tutuklanması, kurşunlanması bu algıyı körükleyen bir durumdur. Çünkü sadece Rusya’dan değil, olgunlaşmış pazarlar dediğimiz Almanya’dan, Avrupa’nın neredeyse bütün ülkelerinden kayıplar yaşanıyor. Ve kayıplar artarak büyüyor.

"MAYIS'IN İLK 10 GÜNÜNDE ANTALYA'NIN TURİST KAYBI YÜZDE 52!"

Antalya’da 3 aylık kayıp yüzde 25’lerdeydi, Nisan ayında yüzde 39’a çıktı. İstanbul’da gerileme oranı yüzde 31.1, İzmir’de yüzde 46.8, Muğla’da yüzde 11.7’lik kayıp var. Nisan ayında iki büyük turizm kenti İstanbul ve Antalya’daki kayıp 564 bin 745’tir. İki ilin bir aylık kaybı, 3 aylık Türkiye kaybının üstündedir. Sezon için çok ciddi bir uyarıdır. Mayıs ayına ilişkin rakamlarda da gerileme sürüyor. Antalya’da Mayıs ayının ilk 10 günlük diliminde kayıp yüzde 52’dir. Geçen yıl 1-10 Mayıs’ta 397 bin turist gelirken, bu yıl 192 bin turist gelmiştir.

ANTALYA'DA RUS TURİST KAYIP  ORANI İLK DÖRT AYDA YÜZDE 90!

​Rus ve Alman turist sayısında önemli bir gerileme var ama bunu ‘Türkiye’den vazgeçtiler’ şeklinde yorumlamak doğru olmaz. Ruslar, uçak krizi nedeniyle imtina ediyorlar. Antalya’da Ocak-Nisan döneminde kayıp yüzde 90’dır. Geçen yıl 4 ayda 126 bin 690 Rus turist gelirken, bu yıl sadece 12 bin 39 Rus gelmiştir. Almanya’dan da kayıp yüzde 30’larda. Geçen yıl 472 bin gelirken, bu yıl 4 ayda gelen Alman turist sayısı 331 bin düzeyindedir. İstanbul’da da Rus turistlerde yüzde 51’lik gerileme var. Kayıpların sonraki yıllarda sürmemesi için adım atılması gereklidir.​

- Gelir kaybının tek nedeni terör ve Rus uçağının düşürülmesi mi? Başka etkenler de var mı?

"OCAK - MART DÖNEMİNDE YAKLAŞIK 1 MİLYAR $ ZARARDAYIZ"

Turist sayısındaki gerileme ile birlikte gelir rakamlarında düşüş var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, ilk üç aylık dönemde yabancı turistlerden sağlanan gelirde geçen yıla göre 934 milyon dolarlık kayıp var. Gelir rakamı 3 milyar 814 milyon dolardan, 2 milyar 880 milyon dolara düşmüştür. Yaklaşık 1 milyar dolar kayıp, Türkiye’nin cari açığı açısından çok ciddi bir kriz habercisidir. Çünkü turizm, cari açığın ilacı konumunda, doğrudan döviz girdisi sağlayan bir sektördür. Geçenlerde Maliye Bakanı da itiraf etti, turizmdeki gerileme nedeniyle cari açık hedefini tutmayacağını açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, ‘Elimizden geleni yaptık, bu yılı yüzde 20 kayıpla kapatırız’ açıklaması yaptı. Belki de turizm için en büyük talihsizlik budur. AKP’nin bir turizm politikası hiç olmadı. O nedenle kriz süreci doğru yönetilemedi ve Türkiye’nin kayıp faturası büyüyor.

- Turizmdeki gelir kaybının hangi sektörleri etkilemesi muhtemel?

”54 SEKTÖR KRİZDEN ETKİLENECEK"

Turizm, özel bir sektördür ve 54 sektörün tamamını etkiliyor. Gıda, içecek, alkollü içkiler, kuyum, tekstil, üreticiler, besiciler, taşımacılık, inşaat sektörü gibi bir çok sektör turizmden etkilenir. Turizmin etkilemediği alan yok gibidir. Çünkü bizim ihtiyacımız olan şeylerin neredeyse tamamı, turistler için de geçerlidir. Oteller de perde alır, sabun alır, klima alır, televizyon alır. Şehirlerimizin kendi aralarında ticareti var.  Antalya, bir çok ilden ürün alır, mal alır. Geçen yıl Konya’dan 2 milyar TL’lik mal almış. Bu yıl bu rakama ulaşılmayacak. O zaman Konya da olumsuz etkilenecek. Kriz sadece Antalya, İzmir, Muğla gibi turizm merkezlerinin değil, Türkiye’nin krizidir.

-Yaşanan krizi atlatmanın ya da hafifletmenin yolları var mı? Acil eylem planı mesela...

"TANITIM BÜTÇESİNİ 5 KAT ARTIRMAK GEREKİYORDU, YAPMADILAR..."


Geçen yıl sezon açılmadan uyarılara başladık ama AKP dinlemedi. Sonra üzerine Rusya ile uçak krizi ve terör olayları geldi. Bu yılın başında tanıtım bütçesi 5 kat artmalı ve etkili kampanyalar yapılmalı dedik yine dinletemedik. TBMM’de turizmi konuşalım dedik, ama AKP TBMM’nin kapılarını da turizme kapattı.  Artık krizin içindeyiz. Buradan en az hasarla çıkmanın, bin bir emekle oluşturulan kapasiteyi kaybetmemenin yollarına bakılmalıdır.

"KRİZDEN ÇIKMAK İÇİN ÖNCE ŞİDDET VE NEFRET DİLİNİ TERK ETMEK GEREKİYOR"

 Öncelikle yönetenlerin şiddet dilini, nefret dilini terk etmesi gerekiyor. Sizin burada iç politika malzemesi olarak yaptığınız çıkışlar, anında uluslararası ajanslar tarafından dünyaya servis ediliyor. Bu da Türkiye’nin imajını karalıyor.

"SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİ DİNLEMELERİ, EK ÖNLEMLER ALMALARI GEREKİYOR"

 Uçak desteği önemliydi ama ek adımlara ihtiyaç var. Ek tanıtım kampanyaları, turistlere Türkiye’ye geldiklerinde kullanabilecekleri 20-25 Euro’luk hediye çekleri hazırlanması gibi aktif kampanyalara ihtiyaç var. İç turizme yönelik adımlar atılması lazım. Ama Bakan Ünal, ‘Biz her şeyi yaptık, bekleyeceğiz’ dedi. Öncelikle bu zihniyetin değişmesi gerekiyor. Sektör temsilcileriyle bir araya gelip neler yapılabileceği konuşulmalıdır. 2016 turizmde kayıp yıl olmuştur. Ama 2017, 2018 için de risk var. O nedenle ortak akla ihtiyaç var. Umarım çok geç kalınmadan bir adım atılır.

-Peki Hükümet krize karşı gereken önlemleri aldı mı?

"TURİZMDE AFET HALİ YAŞANIYOR"


Hükümet krize karşı iki paket açıkladı ancak ikisi de çözüm getirmekten uzak, palyatif adımlardır. Sorun sadece otellerin ve tur operatörlerinin sorunu değildir. Otellerin kira ve ecrimisil ödemelerini erteleyerek, tur operatörlerine kredi kefaleti vererek sorun aşılamaz. Ayrıca verilecek desteklerin sezon öncesinde açıklanması gerekirdi. Yani insanlar hesap kitap yapacak, ona göre otelini açacak, belki hiç açmayacak. Uçak desteği getiriliyor Nisan-Mayıs ayları için. Sonra uzatılıyor. Siz yılın başında bunu açıklarsınız, tur operatörleri de uçak firmaları da ona göre planlama yapar. Bunlar son dakika yapılacak işler değildir. Şu anda yaşanan AKP’nin iç ve dış politikadaki yanlış adımları nedeniyle afet halidir. AKP’nin yarattığı siyasi afetin sonuçlarını yaşıyoruz. O zaman önlemlerin de afetin boyutuyla örtüşmesi gerekiyor. Ama böyle bir irade yok.

-Yaşanan krizin işsizliğe etkisini öngörmek mümkün mü? Kaç kişi işsiz kalacak, kaç otel satılacak... Bu tür bir projeksiyon yapabilir misiniz?

"500 BİN TURİZM ÇALIŞANI İŞSİZ KALACAK"


Türkiye’de işsizlik yüzde 11.3’e çıktı. İş bulmaktan umudunu kesenleri de eklerseniz, 6 milyon işsiz var. Türkiye’de turizm çalışanları yılda 6-7 ay çalışabiliyor. Şimdi bu işi de bulamama riskiyle karşı karşıyalar. Sektör temsilcileri 500 bin turizm çalışanının kriz nedeniyle işsiz kalacağını öngörüyor. İşsizler ordusuna bir de turizm emekçileri eklenecek. Ben bir kanun teklifi hazırladım ve TBMM’ye sundum. Asgari ücret artışından sonra işverene getirilen 100 TL’lik prim desteğinin, turizm sektöründe 12 ay açık kalan tesisler için yüzde 100 artırılarak 200 TL olarak uygulanmasını önerdim. Hükümet bir paket açıkladı, Antalya ve Muğla’da 2015 yılında 9 ay sigorta primi ödenen işçilerin, 2016 yılında da 9 ay çalışmaları koşuluyla 3 aylık ücret ve primleri Hazine tarafından karşılanacak. Turizm sezonu 7-8 ay. Yani 9 ay çalışan kesim çok az. Ayrıca neden sadece iki il. Burada da bir çelişki var ve siyasi şovdan ödeye geçmeyen bir adım. Otellerle ilgili bugünden bir projeksiyon yapılması mümkün değil.

-Araplara yönelmek ya da Helal turizm gibi kavramlar yaratmak, sektörü rahatlatır mı?

"HELAL TURİZM, KRİZİ ÇÖZMEZ"


Türkiye’nin turizmde çeşitlendirmeye gitmesi, yeni pazarlar oluşturması doğru bir adımdır. Ama bunun Türkiye ile ilgili algıyı alt üst etmeden yapmak gerekir. Türkiye son 12-13 yılda turizmden 250 Milyar dolar gelir sağlamış. Bunun sürdürülmesi gerekir. Helal turizmin bugün yaşanan krizin çözümü gibi sunulması da doğru bir yol değildir. Arap turistlerin en önemli merkezlerinden biri İstanbul’dur ve bu ilk dört ayda Arap turistlerde de gerileme var. Geçen yıl ilk 4 ayda  Arap ülkelerinde 629 bin 947 turist gelirken, bu yıl yüzde 12.9 gerilemeyle 548 bin 984 turist gelmiş. Türkiye turizmini çeşitlendirmeli, Arap turistlerin de ilgisini çekmeye çalışmalı ama olgunlaşmış pazarlarını da korumalıdır.

- Turizm denince akla önce Antalya geliyor ama turizm sadece Antalya ile sınırlı değil... Ege ve Akdeniz'deki başka hangi illerin bu krizden etkilenmesi muhtemel?

"MARDİN'DEN KAPADOKYA'YA CİDDİ SORUN YAŞANIYOR"


Turizm bir ilin veya bir sektörün sorunu değildir. Bugün Mardin’de de Kapadokya’da da ciddi sorunlar yaşanıyor. Ciddi kayıplar var. Türkiye gelen turistler, sadece bir ile gelmiyor. Günü birlik ya da 1-2 günlük turlarla yakın illerdeki turizm merkezlerine de taşınıyor. Kapadokya’ya, Pamukkale’ye, Isparta’ya, Burdur’a gidiyor. Dediğim gibi kriz turizmin değil, Türkiye’nin krizidir. AKP Hükümeti’nin sorumlusu olduğu ve gerekli önlemleri almayarak büyüttüğü bir krizdir.

Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr

    :

    :

    :

    :

    "​Turizmin değil Türkiye'nin krizi" hakkında Tweetler

    DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete