İtinayla milli irade imal edilir

BirGün yazarı Fatih Yaşlı AKP'nin ve Erdoğan'ın dilinden düşürmediği 'milli irade' kavramını köşesine taşıdı.
'İtinayla milli irade imal edilir' başlığı ile okuyucu karşısına çıkan Yaşlı, 'DP’nin, “Yeter söz milletindir” diyerek iktidara geldiği 1950’den beri, Türk sağının fetiş kavramı “milli irade”dir.' ifadelerini kullandı.

İşte Fatih Yaşlı'nın o yazısı ; 

Türk sağı sandıktan istediği sonuç çıktığı sürece milli iradeyi yüceltir, yere göğe koyamaz, her türlü icraatını onun üzerinden meşrulaştırır. Peki ya sandıktan istenen sonuç çıkmazsa? İşte o zaman işler değişir, onun da “yanlış karar” verebileceği keşfedilir, kendine çekidüzen vermesi istenir, bir şans daha verilir ve “Haydi bakalım tekrar seçime” denir.

Demek ki milli irade ancak bir şekilde tecelli edebilir: Sandıktan o dönemin en güçlü sağ partisi iktidar olarak çıktığında! Sonucun aksi olması ise 7 Haziran örneğinde olduğu üzere bir “tekrar seçim” demektir, milli irade “gerçekten” tecelli edene kadar seçime gidilecektir. Türkiye, 7 Haziran günü “milli iradenin vermiş olduğu yanlış kararı gözden geçirip düzeltmesi için” 1 Kasım’da tekrar seçime götürülmüş ve sonuç da alınmıştır.

Peki 7 Haziran’la 1 Kasım arasında ne olmuştur da, milli iradenin “yanlış”ından dönmesi ve yeniden “doğru karar”ı vermesi sağlanmış, milli irade nasıl yeniden tecelli etmiştir? Bu sorunun yanıtı net bir şekilde “milli irade imalatı”dır; evet yaklaşık beş ay boyunca rejim itinayla milli irade imal etmiş ve o irade seçim sonuçlarına damgasını vurmuştur.

O halde bir soru daha soralım: Milli irade nasıl imal edilir?

Örneğin şöyle: 7 Haziran’da 54 milyon 813 bin 376 olan seçmen sayısını, sadece beş ayda 2 milyon 154 bin 724 artırıp 56 milyon 965 bin 100’e yükselterek ve bu “yeni seçmen”in ezici çoğunluğunu iktidar partisine oy vermesini sağlayarak.

Ancak bu, meselenin bizim açımızdan “görece” daha önemsiz bir boyutudur ve esas muhatabı da sandıkların açılmasının üzerinden sadece birkaç saat geçmişken seçim sonuçlarını sorgusuz sualsiz kabullenen ve “Ne oluyor, bir dakika” dahi diyemeyen muhalefettir.

Gelelim “milli irade imalatı”nın bizim için daha önemli olan kısmına. Bu imalat büyük ölçüde “zor”a dayalı olarak gerçekleşmiş, toplum şiddetle, “sopa” aracılığıyla hizaya getirilmiş, siyasal alan kanla ve ölümle dizayn edilmiştir.

Aslında bu imalat sürecinin 7 Haziran seçimleri öncesi başladığını, şiddetin adım adım yükseltildiğini söylemek mümkündür; ülkeyi kontrollü bir şiddet ve kaos aracılığıyla seçime götürerek güvenlik vaadiyle oy isteme stratejisinin sinyalleri mart ayından itibaren verilmeye başlanmıştır. Ancak savaş konseptine kesin olarak geçilmediği, şiddet siyasetinin henüz netleşmediği ve şiddet pratiklerinin istenen ölçüde hayata geçirilemediği bu süreçte, sandıktan istenen sonuç alınamamış, milli irade tecelli etmemiştir.

7 Haziran sonrası ise savaş konseptine tam olarak geçilmiş, şiddet siyaseti netleşmiş ve pratiğe dökülmüştür. Siviliyle sivil olmayanıyla yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği Suruç ve Ankara Katliamlarıyla taçlandırılan bu süreç aracılığıyla 7 Kasım’da tecelli edecek olan milli irade imal edilmiştir.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

    :

    :

    :

    :

    "İtinayla milli irade imal edilir" hakkında Tweetler

    DİĞER MEDYA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete