Uluslararası Ceza Mahkemesi: IŞİD TIR’larını iki şekilde yargılarız

IŞİD’a silah götüren MIT TIR'larıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi ilk kez Nokta dergisine açıklama yaptı.
“IŞİD Tırları Duble Yola Çıktı, İstikamet Lahey” haberiyle IŞİD’e giden silah yüklü tırların Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) sıkıntıya sokabileceğine dikkat çeken NOKTA’ya açıklama geldi.

UCM Savcılık Ofisi‘nden (OTP, Office of the Prosecutor) NOKTA’ya gönderilen yazılı açıklamada, IŞİD tırlarına ilişkin birUCM yargılamasının ancak iki koşulun gerçekleşmesi halinde mümkün olduğu vurgulandı.

Açıklama, her ne kadar Türkiye’nin Roma Statüsü’ne taraf olmasa da henüz ‘paçayı kurtarmış sayılmadığı’nı gözler önüne seriyor.

‘ICC Office of the Prosecutor’ yani UCM Savcılık Ofisi’nden gelen açıklamada, “Türkiye ile olan ilişki” ara başlığının ardından şu hatırlatma yapılıyor:

“UCM, yalnızca bir taraf devletin topraklarındaki ya da bir taraf devletin vatandaşı  tarafından işlenen ve UCM’nin soruşturma konuları dahilindeki suçları soruşturabilir.” Savcılık Ofisi’nin atıfta bulunduğu ‘soruşturma konusuna dahil olan suçlar’ ise şunlar: Soykırım Suçu, İnsanlığa Karşı Suçlar, Savaş Suçları ile Saldırı Suçu.

Peki IŞİD’e giden silah dolu  tırlar bu suçlar kapsamında değerlendirilebilir mi? UCM yargılamaları uzmanı Doç. Dr. Günal Kurşun’a göre bu mümkün:

“Eğer Türkiye, Suriye içinde faaliyet gösteren kimi gruplara silah ve para yardımında bulunuyorsa, Suriye rejimine karşı terörist faaliyet gösteren silahlı çeteleri topraklarında barındırıyor, silahlandırıyor, finanse ediyor, eğitiyor ve dolaylı kuvvet kullanarak Suriye’deki iç savaşı teşvik ve tahrik ediyorsa, uluslararası hukuk çerçevesinde suç işliyor demektir.

Suriye’nin olası bir UCM başvurusuyla meşru müdafaa hakkından söz etmek gerekebilir. Başarısız dış politika, zannettiğimizden çok daha fazla başımızı ağrıtabilir.

Bu işlere hiç girmemek en doğrusu, girince de yakalanmamak lazım. İktidarı oluşturan yöneticilerin saldırganlıkları ve öfkelerinin altında böyle korkular var gibi görünüyor ve korku duymakta da pek haksız değiller.”

TÜRKİYE İKİ DURUMDA YARGILANABİLİR

UCM’nin NOKTA’ya gönderdiği açıklamada Türkiye’yi yakından ilgilendiren iki önemli ayrıntı var. UCM’ye göre ‘taraf devlet’ ya da ‘taraf vatandaş’ statüsü olmasa daTürkiye olası bir UCM soruşturmasından ‘paçayı yırtmış’ değil.

UCM açıklamasına göre; ‘taraf devlet’ ya da ‘taraf vatandaş’ statüsü olmasa da, UCM iki koşulda yine yargılama yapabiliyor. O açıklamada UCM’nin yargılama yapabilmesi için gereken ekstra şartlar şöyle açıklanıyor:

“Eğer söz konusu devlet, Roma Statüsünün 12.3 maddesi gereğince bir deklarasyon yayınlar ve UCM’nin yargılama yetkisini kabul ederse ya da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından bir havale yoluyla gelirse.”

TÜRKİYE UCM’YE TARAF DEĞİL

Türkiye UCM’yi tanımıyor. Özel bir olaya ilişkin UCM’nin yetkisini deklarasyon ile de tanımış değil.

Zaten UCM Savcılık Ofisi yaptığı yazılı açıklamada bunu vurguluyor: 

“Türkiye, ne bir taraf devlettir, ne de Madde 12.3 uyarınca bir bildiri deklarasyon teslim etmiştir.”

UCM Savcılık Ofisi bu bilgiyi verdikten sonra şunları ekliyor: “UCM Başsavcılık Ofisi’nde, Türkiye toprakları üzerinde veya Türk vatandaşları tarafından işlendiği iddia edilen suçlara ilişkin hiçbir soruşturma açılmamıştır.”

BMGK SEVK EDER Mİ?

UCM açıklamasından da anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde şu an bir UCM soruşturması olası değil. Peki ya Suriye?

Savcılık Ofisi, UCM yargılaması için taraf devlet ya da taraf vatandaş olmasa da iki şart öne sürmüştü. Birincisi, ilgili devletin Roma Statüsü’nün 12.3 maddesi gereğince bir deklarasyon yayınlayarak UCM’nin yargılama yetkisini kabul etmesi, ikincisi; BM Güvenlik Konseyi’nin UCM’ye bir havale göndermesi.

Sondan başlarsak, BM Güvenlik Konseyi’nin şu dönemde Türkiye’nin yargılanması için bir havale göndermesi uzak ihtimal.

Çünkü Türkiye, BM için stratejik bir öneme sahip. Dengeler çok alt üst olmadığı sürece BM Güvenlik Konseyi’nin bu stratejik önemi gözardı edeceğini düşünmek imkansız. Ayrıca ‘veto’ yetkisi bulunan beş daimi üyenin (Amerika, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya) Türkiye aleyhinde bir karara imza atması da zor görünüyor.

SURİYE DEKLARASYON YAYINLAR MI?

Ama itiraf edilmeli ki; ikinci olasılık, yani Suriye’nin bir deklarasyon yayınlayarak UCM yargılaması isteme ihtimali Türkiye’nin üzerinde ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi sallanıyor.

Geçtiğimiz Nisan ayında ajanslara düşen bir haber Suriye’nin başta IŞİD tırları olmak üzere, mühimmat ve cihadist sevkiyatı iddialarının peşini bırakmayacağını gösterdi.

Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar El Caferi, BM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi ve komitelerine birer mektup göndererek Türkiye’nin Lazkiye kırsalının kuzeyinde ‘silahlı terör gruplarının eylemlerine askeri örtü sağladığı’ iddiasında bulundu.

El Caferi, o mektuplarda Türkiye hükümetinin BM Güvenlik Konseyi’nin terör örgütleri listesine aldığı El Nusra cephesine muhtelif destek sunduğu ve teröristlere her türlü askeri ve lojistik destekle yetinmeyerek, Türk ordusunu da doğrudan askeri desteğe bulaştırdığı ifadelerine yer verdi.

El Caferi, Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan, Katar ve terör grupları arasında koordinasyon ve işbirliği bulunduğunu da öne sürerek, ‘BM Güvenlik Konseyi’nin Türkiye desteğini kınaması için acil ve etkin adımlar atmasını’ talebinde bulundu.

Suriye’nin istediği ‘kınamanın’ sinyalleri geçtiğimiz ay gelmeye başladı. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Valeri Amos, Suriye’ye silah ambargosu uygulanması için Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulundu.

DOÇ. DR. KURŞUN’A GÖRE UCM NE DEDİ?

IŞİD tırlarının Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasının akabinde, BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, “BM, hangi taraf olursa olsun hiçbir şekilde burada (Suriye’de) savaşan gruplara silah gönderilmesine taraf değildir” açıklamasını yaptı. Dujarric, IŞİD tırlarıyla ilgili Türk yetkililerinin de ne BM ne de BM Genel Sekreteri’ne hiçbir bilgi veremediğini dile getirdi.

Görüldüğü üzere IŞİD tırları meselesinde Suriye ve BM yavaş yavaş topa girmeye başladı. Doç. Dr. Günal Kurşun bu durumu şöyle yorumluyor:

“UCM, bu aşamada yalnızca mahkemenin yargılama yetkisinin statüye taraf devletlerin toprakları üzerinde işlenen suçlar ile statüye taraf devletlerin vatandaşlarının işlediği suçlarla sınırlı olduğunu belirtmekte.

Bunun tek istisnası, Roma Statüsü madde 12/3 uyarınca ilgili bir olayla sınırlı olarak mahkemenin yargılama yetkisinin tanındığını belirten bir deklarasyonun yapılmasıdır.

Bu durumda, örneğin Suriye, MİT tırları hadisesiyle ilgili olarak ‘ad hoc’ nitelikte bir yetki tanıması gerçekleştirirse, sorumluluğu bulunanlar bakımından UCM’de yargılanmak söz konusu olabilir. Bizzat UCM bu durumu tespit etmektedir.”

UCM’NİN LİNK VERDİĞİ O SÖZLER

Ve en can alıcı soru; “UCM IŞİD tırlarının peşini bırakacak mı?” Bu sorunun yanıtı  Savcılık Ofisi’nin açıklamasında saklı. Savcılık Ofisi açıklamanın sonuna iki link eklemiş.

Birinci linkte UCM’nin yargılama yaptığı, soruşturma başlattığı ülkeler ile isimler paylaşılmış.

İkinci linkte ise UCM Başsavcısı Fatou Bensouda’nın IŞİD katliamları üzerine yapmış olduğu 8 Nisan 2015 tarihli bir açıklama var.

Başsavcı Bensouda’nın açıklamasındaki şu son satırlar paragraf başındaki soruya cevap nitelikte:

“IŞİD, işgal ettiği topraklarda büyük ölçekte terör yaymaya devam ediyor. Uluslararası toplum insanlığın vicdanını derin şoka sokan bu korkunç suçlarının cezasız kalmaması gerektiğini taahhüt etti. UCM Savcısı olarak ben de; Roma Statüsü’nün tanıdığı yasal çerçeve uyarınca, bağımsız ve tarafsız bir şekilde rol oynamaya hazırım.”

UCM’NİN YARGILADIĞI ÜLKELER VE İSİMLER

UGANDA: Vincent Otti, Okot Odhiambo, Dominic Ongwen

KONGO CUMHURİYETİ: Thomas Lubanga Dyilo, Bosco Ntaganda, Germain Katanga, Mathieu Ngudjolo Chui, Callixte Mbarushimana, Sylvestre Mudacumura,

SUDAN: Ahmad Muhammad Harun,  Ali Muhammad Ali Abd-Al-Rahman, Omar Hassan Ahmad Al Bashir

ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ: Jean-Pierre Bemba Gombo, Aimé Kilolo Musamba, Jean-Jacques Mangenda Kabongo, Fidèle Babala Wandu, Narcisse Arido

KENYA: William Samoei Ruto, Henry Kiprono Kosgey, Francis Kirimi Muthaura, Uhuru Muigai Kenyatta, Walter Osapiri Barasa

LİBYA: Saif Al-Islam Gaddafi, Abdullah Al-Senussi

FİLDİŞİ: Laurent Koudou Gbagbo, Simone Gbagbo, Charles Blé Goudé

MALİ: Soruşturma Ocak 2013’te açıldı.

Kaynak: Nokta dergisi

    :

    :

    :

    :

    "Uluslararası Ceza Mahkemesi: IŞİD TIR’larını iki şekilde yargılarız" hakkında Tweetler

    DİĞER GÜNDEM HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete