Soma sanığı tahliye istedi, salon karıştı

Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin görülen davanın 4. duruşması sanık ifadeleriyle sürüyor.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı Akhisar'da görülen davanın dördüncü oturumunda iş güvenliği uzmanı olan ve aynı zamanda da vardiya amirliği yapan Yasin Kurnaz'ın da ifadesi alındı.

Kendilerinden sorumlu olan başmühendis Mehmet Efe olduğu için sık sık onun adını geçirmek zorunda kaldıklarını anlatan Kurnaz şunları söyledi:

"Amirlerimin verdiği görevleri takip ederim. Birinci vardiya amiriyim. Olay sırasında da madende değildim. Öncesinde de 3 gün izinliydim. Olaydan sonra madene geldim ve 4 gün kurtarma çalışmalarında görev aldım. Ben vardiya içerisinde gaz ölçümü yapardım, ama tüm vardiyadaki ocak içerisindeki genel ortalamayı bilmem. Zaten yukarıda da bir odam olmadığı için bilgisayar kayıtlarından bunları göremem. Ben işçilerle birlikte madene girer onlarla çıkarım. Gaz konusunda emniyet nezaretçileri bazen de kendileri ölçüm yaparlar ve bulundukları yerdeki gazın durumuna göre karar verirler. Hepsi bana gelmezdi. Ayrıca, madende, emniyet nezaretçisi, iş güvenliği uzmanı ile dinamit nezaretçileri de olurdu. Atılan her dinamit kayda alınırdı. Bunlar depodan toplu düşümlerini yapılması için deftere yazılırdı. Ayrıca her atılan dinamiti de dinamit nezaretçileri yazardı. Bunların kayıtları var ve bunları avukatlarım savunmamızda sizlere yazılı olarak da ulaştıracaklar."

Emniyet nezaretçilerinin üzerine düşeni yaptığını, hava gitmediği zaman ya da duman görüldüğünde acil çıkış tabelaların ocak içerisinde bulunduğunu, ayrıca işçilerin acil telefonlarından 1111 ve 1123 numaralarını aradıklarını da söyleyen Yasin Kurnaz, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Kaza olan vardiya benim değil. İşçilere gelip sorarlarsa, iki ya da üç tanesi hariç hepsi iş güvenliği uzmanlarının emniyet görevini yerine getirdiklerini söyler. Bunlar göz ardı edilmemeli. Benim vardiyam hakkında kötü ya da olumsuz konuşacaklarını sanmıyorum. Sensörlerdeki eksik neye göre ben bilmiyorum. Mehmet Efe bizim sorumlumuzdu. Her şeyi ona sorardık. Elbette onun adını söyleyeceğiz. Ben sıcaklık sensörünün yerini bilmiyorum. Nasıl çalışır neye göre kayıt yapar bilmiyorum. Onu üst yöneticilerimiz bilir. Ancak bazı yerlerde işçiler efor sarf ettikleri için sıcaklık fazla olabiliyordu. Ama şu da var. Gereğinden fazla hava verildiği zaman yangın çıkma durumu da vardı. Bunun için kararında hava vermek lazımdı."

Maskeler konusunda ise kendi maskesinin ve diğerlerinin 6 ayda bir kontrol edildiğini ifade eden Kurnaz, bu konuda 'yalan' ifade verenlerin olduğunu, bir işçinin hiç yeraltına inmediği halde, kendi maskesine 7 yıldır bakım yapılmadığını ileri sürdüğünü anlattı. Bu ifade sonrasında salonu dolduran işçi yakınları, "Onun için mi bizim çocuklarımız öldü? Oynuyorlardı herhalde" sözleriyle tepkilerini gösterdi.

"HİÇ GÖRMEDİĞİM BİR ŞEYLE İLGİLİ BENİ KUSURLU YAZDILAR"

Maden ocağında genel bir tatbikatın yapılmadığını, ancak işçilerin acil durumlarda ne yapacaklarını bildiklerini de öne süren Yasin Kurnaz, "Yüzlerce malzeme var. İş güvenliği uzmanları bunlarını hepsini bilmez. Ben üzerime düşeni yaparım. Diğer 8 iş güvenliği uzmanı da onları yapardı. Ben klasik ayaklardaki çelik tahkimat direklerini sarma ve sökümü konusunda risk analizleri yaptım. Bunları da eksiksiz yaptım. Hayatımda hiç görmediğim bir şeyle ilgili beni kusurlu yazdılar. Bu çok mantıklı değil. Ben her şeyden sorumlu olacaksam diğer birimlere ne gerek var? Burada işin ucunda ya ölüm var ya da hapse girmek. Bunu kimse göze almaz. Eksiklikleri görmezden gelemez" dedi.

Yasin Kurnaz'ın ifadesinin ardından mahkeme başkanı ara verdi. Bu sırada işçi yakınları, "Bilseydiniz zaten hiçbirimiz burada olmazdık" diye bağırdı.

ÖLEN BAŞMÜHENDİSİN BABASI: ÇAKALLARIN DANSINI İZLİYORUZ

Sanıkların ifadelerinde sık sık suçladıkları olayda hayatını kaybeden başmühendis Mehmet Efe'nin babası Resul Efe, tepkisini duruşma çıkışında gösterdi. Resul Efe, "Üzerinde Akın bey var, Ramazan Doğru var, yönetim kurulu başkanı Can Gürkan var. Bunlardan aldığı emirle ve eline verilen imkanlar dahilinde görev yaptığını tahmin ediyorum. Kararlarının arkasında durduğuna inanıyorum. Ama şu an içeride bahsedilen suçların yüzde 90'ı Mehmet Efe'ye gidiyor. Ama ne kadar suçlu veya neyi ne kadar kim nasıl emir aldı, yaptı bunu tespit etmeyi biz de istiyoruz" dedi.

Mehmet Efe'nin babası olarak bu olayın sonuçlanmasını kendisinin de istediğini kaydeden Resul Efe, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama şu an baktığınızda şu an içeride bütün her şeyin suçu alt birimdeki kişide. Sanki bir kişi idare ediyor. Sanki tek kişi çalışıyor içeride. Her şey onun üzerinde düğümleniyor. Akın bey 'normal' diyor, 'her şeyi biliyorum çok tecrübem var' diyor. Çok böbürleniyor, koltuk düşkünü olduğunu çok iyi biliyorum. Ocak müdürü olduktan sonra ocağa inmeyen birisi. Nasıl oluyor da işletme bu şekilde çalışıyor? Her şeyden haberi var. Akın bey bu ocağın azraili. Ondan sonra Adalı bu ocağın azraili. Adalı'yı gördüğü zaman işçiler şakır şakır titriyor, ben bunu kendi oğlumdan da duydum. Üzerlerine baskı yapıldığını, üretim zorlamasının olduğunu, Ciner grubunun burayı nasıl bıraktığını raporlar tenzi ediyor. Ama sanki Soma Kömürleri A.Ş.'nin elinde sihirli bir değnek var, her şeyi halledebilecek, güvenliği sağlayabilecek bir konumda. Her şeyi Mehmet Efe biliyor. Ocağı o yönetmiş, başka hiç kimse yetkili değil. Kendisini savunamadığı için ölünün üzerine bas geç. Çakalların dansını izliyoruz. Çakalların ortasında bir kuzu, herkes kuzuya nasıl pay edeceğini hesaplıyor."

TAHLİYE İSTEDİ, SALON İSYAN ETTİ

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı Akhisar'da görülen davanın dördüncü duruşmasında, tutuklu Maden Mühendisi Hilmi Kazık, ifade verdi. Aranın ardından öğleden sonra başlayan duruşmada ifade veren Kazık, görev ve sorumlu olduğu alanlar hakkında bilgi verdi. 9 kişilik bir ekip arasında işbölümü yaptığını, 8 saatlik vardiyasını yeraltında geçirdiğini anlatan Kazık, "Her bölgede gaz ölçümleri yaparım. Ayrıca sabit sensör cihazlarına da bakarız. Bir önceki vardiyada sıkıntılı olan bölgeler bizlere bildirilir, bizler de oralarda daha duyarlı oluruz" dedi.

Mahkeme başkanının içerideki gaz oranının 50 PPM'in üzerine çıktığı durumlarda ne yaptıklarına yönelik soru üzerine Hilmi Kazık, "İllaki 50 PPM önemli değil, 30-40 PPM'e dahi çıksa bizler hemen araştırma yaparız. Kaynağını bulmaya çalışırız. Yükselmenin, dinamitten mi yoksa yangından mı olduğunu tespit ederiz. Bu yükseklikleri deftere kaydetmediğimiz olmadı. Ocak içerisine kül verme işlemi, yangın çıkmaması içindir. Yangın çıktıktan sonra yapacak bir şey yok çünkü. Planlı bir şekilde devamlı kül verilmiştir. Ocak içerisinde de yangın dendiği zaman öyle alev alev olmaz. Duman çıkar. Yangın dediğimiz ısınmadır. Açık alev çok nadir çıkar. Ben bana verilen görev yeriyle ilgili risk analizi yaparım. Ben de emniyetle alakalı olarak riskleri Mehmet Efe ile Mehmet Ali Günay Çelik'e bildiririm" dedi.

Kendisinin sabit sensör verilerini göremeyeceğini, sadece elle ölçüm yaptığını söyleyen Hilmi Kazık, "Sensör değerlerine bakıldığı zaman yangın emaresi görünmediği ortaya çıkar. Yangını sensör değerlerinden değil, o bölgede görevli olan kişelerden anlarız. Onlar görür yangın çıkıp çıkmadığını. Bilirkişinin raporları yanlış. Sabit cihazlar 7/24 kayıt yapar. Biz belli noktalarda ölçüm yaparız. Onun için farklılıklar olabilir. Dinamit patlatıldığı zaman 5 dakika ile 25 dakika arasında eski seviyeye iner. Ancak bazen peşpeşe dinamit patlatıldığı zamana yüksek olabilir. Grafikleri anlamak için fazla bilgiye sahip olmaya gerek yok. Oradaki değerler bunun dinamit patlamasından olduğunu anlar. Değerler çok yükseldiği an dinamit patlatmalarını da durdururuz. Ayrıca bu sensörler her yerde vardı. Başka nerede olabilir ki? Bir seferinde sensörün çalışmadığını gördüm hemen ilgili birime haber verdim. Bunun tutanağı da var" dedi.

İfadesinin ardından eşi ve çocuğu içini tahliyesini isteyen Hilmi Kazık'a salondaki işçi yakınlarından büyük tepki geldi. İşçi yakınları, "Biz ne olacağız? Sen de benim oğlumu getir o zaman" dedi.

TUTUKSUZ SANIKLARA GEÇİLDİ

Hilmi Kazık'ın ifadesinin bitmesinin ardından tutuklu sanıkların ifade işlemleri de tamamlanmış oldu. Daha sonra tutuksuz sanıklardan vardiya amiri Yalçın Erdoğan ifade verdi. Görevli olduğu panolarda gaz ölçümleri yaptığını söyleyen Erdoğan, "Elimizdeki cihazlar ısı da ölçer ama biz o değerleri göremeyiz. Ben ayrıca bulunduğum bölgede havalandırmayla ilgili fanlara da bakarım. Eğer fanlar çalışmıyorsa değiştirilmesini sağlarım. Benim bu ölçümlerden başka görev ve yetkim yoktur. Eğer benim bulunduğum panoda gaz yükselmesi varsa bana sorarlardı, ben de bununu dinamitten mi yoksa yangından mı olduğunu tespit ederdim. Dinamit patlatıldığı zaman bunun bir defteri var. Oraya kayıt yapılır, ancak saat kaydı yapılmaz. Sarfedilen dinamit, kimin patlattığı, kaç kapsül kullanıldığı yazılıdır" dedi.

Kendisine emniyet görevinin verildiğini, tecrübeli kişilerin yanında pratikte eğitim aldığını anlatan Yalçın Erdoğan, "Risk gördüğüm zaman hemen işlem yaparım. Çünkü orada ben de çalışıyorum. Öyle biri risk olsa ben kendim madene inmem. Arkadaşlarımın da girmemesini sağlarım. Zaten o maden firmasında da çalışmam" dedi.

Kaynak: DHA

    :

    :

    :

    :

    "Soma sanığı tahliye istedi, salon karıştı" hakkında Tweetler

    DİĞER GÜNDEM HABERLERİ