Uygur Türkleri gerçekten zorda mı?

16 Temmuz 2015 - 09:56
Doğu Türkistan hakkında ortaya
atılan çok sayıda iddia var.

Yok ‘hepsi yalan.’
Yok ‘hepsi mizansen…’

…………….!
                       ***
Geçtiğimiz günlerde,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan da konuya
ilişkin açıklama yapmış;

"Büyük bir kısmı yalan ya da istismar olan
haber ve görüntülerden sonra İstanbul'da
asla tasvip etmediğimiz olaylar yaşandı."
Demişti.

Ben bizimkilerin her önüne gelen
çekik gözlüyü Çinli sanıp dövme işlerine
girmeyeceğim.


Benim derdim oralarda neler olduğu…
                      ***
“Etnik çatışma” dediler.

Yahu etnik çatışmaysa, neden hep
Uygur Türkleri ölüyor ya da işkencelere
maruz kalıyor?

Recep Tayyip Beyefendi’nin dediği:
“Büyük bir kısmı yalan ya da istismar”
sözünden şunu mu anlayacağız?

Evet yok demiyoruz.
Katliamlar doğru!


Bu açıklamadan sonra benim fikrim,
oradaki olayların doğruluğundan yana.
Çünkü, Sayın RTE ne derse tecrübeyle sabit,
tam tersi oluyor…


Fabrikaların yağmalanması,
sokakta oynayan çocukların öldürülesiye
dövülmesi, yakılan ve öldürülen insanlar…

                      ***
Kimse kusura bakmasın bu AKP iktidarı
özellikle Recep Tayyip Erdoğan,
Mısır ve Filistin’e verdiği değerin çeyreğini
Uygur Türklerine vermedi.

Kaldı ki, bu mesele ben bildim bileli var…

Esma’ya ağlayan Erdoğan ve inananları
her gün Rabia işaretleri ile eylemler yaparken,
neden Doğu Türkistan’da sessizler?
                      ***
Ticari anlaşmalar buna sebep
olabilir mi?

                      ***
Mesela bu zulümler,
Tibet denen bölgede yaşansaydı,

hani rahipler var ya, onların başına gelseydi,
başta Basiretsiz Milletler (BM) ve ABD
ses çıkartır mıydı çıkartmaz mıydı?

İlgili kişiler yukarıdaki soruları düşünsün,
biz de oraları iyi bilen ve yaşananlara
şahitlik eden bir dostumuzla yaptığımız
sohbeti sizinle paylaşalım…

                      ***
Hepsini yazacak durumda değiliz.

Özet ve orijinal şekliyle
aktarıyorum efendim...

Bu katliamlar neden yapılıyor,
Çin neyin peşinde? 

 
Doğu Türkistan Çin topraklarının
6/1ni teşkil etmektedir. Doğu Türkistan,
ekonomiye yükselen ve gün geçtikçe
ham madde ihtiyacı artan ülkedir.
Çin kaynaklarına göre Doğu Türkistan’da
138 çeşit maden kazılmaktadır.
Çin tabi kaynaklar idaresi 29 Nisan 2010
tarihinde Doğu Türkistan’daki kömür rezervin
2,9 trilyon ton olduğunu ve bu  rezervin Çin
sanayisi için bin senelik enerji garantisi olduğu
konusunda Çin’i müjdelemiştir.
2014 sonunda Çin’in açıkladığı rakamlara göre,
Çin’in Doğu Türkistan’dan elde ettikleri petrol
miktarı 60 milyon tondur. Doğu Türkistan’da
boru hatları ile Çine akıtılan petrol, doğal gaz,
Çinin enerji ihtiyacının yüzde35’ni karşılamaktadır.
Kazakistan’dan boru hatları ile Doğu Türkistan
üzerinden Çin’e ulaşan 20 milyon ton petrol
(2014 rakamları) ve Türkmenistan’dan 
boru hatları ile yine Doğu Türkistan üzerinden
Çin’e aktarılan 40 milyar metre küp
(2014 rakamları) doğal gaz dahil,
Doğu Türkistan ve Orta Asya’dan Çini besleyen
enerji, Çin’in enerji ihtiyacının yüzde 60’tan
fazlasını karşılamaktadır. Sadece Doğu
Türkistan’dan 2011 yılında üretilen pamuk
2.6 milyon tondur. Bu Çin pamuk üretiminin
yüzde 40’ı Dünya pamuk üretiminin yüzde 11’ni
teşkil etmektedir.
Doğu Türkistan’da Türkiye’nin 6-7 misli fazla
pamuk üretilmektedir. Zenginlikler anlatmakla
bitmez. Ancak, Uygur Türklerine şehirleşme,
sanayi üretime katılma hakkı tanımlamakta ve
kırsal kesimde kontrolde tutulmaktadır.
Uygurların yüzde 85’i işsizdir. Sadece Tarın
ovasında 20 bin petrol kuyusu faaliyet göstermekte
olmasına rağmen, o koyularda tek bir Uygur’un
en pis ve vasıfsız işte çalışmasına bile izin
verilmemektedir.
Çin, katliamları neden mi yapıyor?
Çin, bu topraklardaki Türk varlığı ve
onlara ait tüm canlıyı imha etmek sureti ile
bu zengin toprakları ebedi kendinin yapmak
istiyor da, ondan.
 

Bu yaşananların uydurma olduğu,
hiçbir Türk'e baskı yapılmadığı yönünde
iddialar var?

 
Zulüm, baskı yok iken, neden Tayland,
Malezya ormanlarında çoğu çoluk çocuk
binlerce insan, Doğu Türkistan’dan kaçıp çıkarak,
dünyada can güvenliği olan, Allah’a korkusuzca
ibadet edebilecek yer arayıp iki-üç senedir
oralara yatıyor? Baskı yok ise, Çin neden İsrail’e
Filistin’e açtığı gibi Doğu Türkistan’ı dünya
medyasına  açmıyor? Neden Doğu Türkistan’da
200 bin Uygur Türkü cezaevinde? Doğu Türkistan’daki
150 bin dul kadının kocaları, 250 bin yetim çocuğun
babaları nerede? Neden hastaneye giden her Uygur’a
AIDS bulaştırılıyor? Neden 18 yaş üstü memur,
öğrenci, işçi, esnaf, kadınların camiye girmesi
yasaklanıyor? Neden eğitimde Uygur dili yasaklandı? 
Neden köylerde bebekler 3,5 yaşını doldurduğu gün
evinden alınarak Çin anaokuluna götürülüyor? 
Neden Müslüman ve Uygur doğmuş bir çocuğu,
insan eli ile zorla Çinli yapmak  için devletin
tüm imkân ve araçları kullanılıyor? Neden tarlada
namaz kılan Uygur köylüler kurşuna diziliyor?


Ne kadar kayıp var çok mu?
 
Dilerseniz sırf ramazan ayında
yaşananları anlatayım size…
17 Haziran’da  Şian şehri tren garında 
bilet almak için sırada bekleyen Bir Uygur
genç “elinde tuğla var” diye Çin polisince
vurularak öldürüldü. Uygur gencin elindeki
tuğla değil, poşet içindeki kitap olduğu anlaşıldı.
23 Haziran’da Kaşgar şehrinin tahta köprü
semtinde yol kontrolü yapan Çin polisleri ile
yoldan geçen Uygurların tesettürlü eşlerinin
yüzünü zorla açmaya çalışan polislerle girilen
çatışmada 3 Çin polisi öldü ve 25 Uygur 
şehit düştü. Paniğe kapılan Çin jandarma
kuvvetleri rast gele yaylım ateş ettiği için
yoldan geçen  bu kadar çok sayıda Uygur
şehir düşmüştür.
24 Haziran’da Kuçar’da  sokak başında
bir arada konuşup duran 10 Uygur, Çin polislerince
yaylım ateşle katledildi. Çinliler olaydan sonra;
“Bu kişiler, polis karakoluna saldırma planı
yapıyorlardı” açıklamasını yaptı.

                      ***                 
Bunlar sadece özetti…

Kısa bir süre önce bizim devletin resmi
haber ajansı, Anadolu Ajansı gidip oralarda
çekim yapmıştı.


Devletimizin Ajansı, gidip oruç yasağı var mı
yok mu diye araştırma yapmış.

Onlara göre asayiş berkemalmiş…
                      ***
Aynı AA 11 Temmuzda yani iki gün önce
şu haberi geçmiş;
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi
Catherine Ashton,
 baskılardan kaçarak
Tayland'a sığınan 115 Uygur Türkü'nün
Çin'e iade edilmesine tepki gösterdi. 
Ashton, yazılı açıklamasında, aralarında
kadın ve çocukların da bulunduğu Uygur
Türklerinin Çin'e iadesinin uluslararası insani
hukukun temel doktrini olan geri göndermeme
prensibine aykırı olduğunu vurguladı.

En iyisi burada bitirip, hani yukarıda şu;
“Fabrikaların yağmalanması, sokakta oynayan
çocukların öldürülesiye dövülmesi,
yakılan ve öldürülen insanlar…”
  cümlesinden
birkaç satır sonra gelen üç sorunun yanıtlarını
bekleyelim.

Ve herkese sorduralım…

Son bir not;
Uygur Türkleri, iki ülke arasında köprü mü
veya var olan köprüyü uçuracak dinamit mi olacak? 
Türkiye, Çin'in diplomatik tuzağına düşebilir mi?
gibi soruların yanıtlarını,
tüm bu olayların yerinde tespiti ve
bilinmeyen yönlerini konu alan Mehmet Emin
Hazret’in yazdığı “Ejderhanın korkusu Türkiye”
isimli kitaptan okuyabilirsiniz...

    :

    :

    :

    :

    "Uygur Türkleri gerçekten zorda mı?" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete