Muhalife Muhalif (III)

11 Aralık 2015 - 06:30
Söz HDP’ye gelince “vuracak” o kadar çok yer var ki pek çoğu artık temcit pilavı tadı verir oldu. Örgüt bağı, anlatımında güçlük çekilen özyönetim talebi, milliyetçiliğe göz kırpan yerellik anlayışı ve devridaim ettirilen o meşhur Türkiyelileşme söyleminin konuşulmadığı televizyon programı, konu edilmediği köşe neredeyse kalmadı.
 
Kasım seçimlerinde de oy attığım HDP’ye muhalefetimi imaj ve dil üzerine yoğunlaştırmak istiyorum.
 
Her şeyden evvel kabul edelim ki Demirtaş’ın seçim sathı mahallinde kullandığı dil ayrıştırıcılıktan uzaktı. Bahçeli ile Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken anmamalarından yakındığım çocukluk anılarını Demirtaş’ın gerek ekranlarda gerekse meydanlarda başlı başına bir iletişim aracı olarak rahatlıkla kullandığını gözlemleyebildim.
 
Yüzünde öç duygusu olmayan bir lider, Kürt siyasal hareketinin sahipsiz kalan sol yelpazeye genişleyebilmesi için kapıyı araladı. Demirtaş’ın bilhassa Muhteremin başarıyla kullandığı beden dilinin şifrelerini çözümleyerek ekranlarda iyi bir araç olarak kullandığını yadsıyamam.
 
Ne var ki...
 
Çizilen bu portreyi belki de dengeleyebilmek, süregelen beklentiyi tabanda karşılıksız bırakmamak için hayli zıt bir dil kullanan Yüksekdağ için aynı etkiden bahsedemiyorum.
 
Çok acımasızca olabilir; ama Yüksekdağ’ı dinlerken zaman zaman Muhteremin kullandığı zehirli dile o denli yüksek bir çağrışım yaşıyorum ki bu durumdan rahatsızlık duyuyorum.
 
Devletin halkı, halkın da devletiyle itişmeden yaşayabileceği bir ülke düşlerken, eleştirinin dozu ne olursa olsun takındığımız dil bazen yürek ürpertebiliyor, korku çağırabiliyor.
 
Bütün bunlardan bağımsız olarak, HDP’nin muhatap kaldığı pek çok eleştirinin 1 Kasım sonrasında MHP’ye yazılmış olması da halen bir avantaj gibi görünmüyor. Yaşadığı oy kaybını telafi edebilecek, en azından sol hassasiyeti olan seçmene umut vermeyi sürdürebilecek parti konumunu koruyabildiğinden emin değilim.
 
***
 
Bence artık hepimiz yaza girmeden hemen önce başkanlık sistemine ilişkin anayasa değişikliği referandumunu bekliyoruz. Siyasî ve askerî olaylar da göstermeye başladı ki Muhterem bu referandumdan da istediği sonucu alabileceği ortamı hazırlayacak.
 
Tam da bu virajda HDP’nin muhalefet dozajını iyi ayarlayabilmesi, jikleyi çekerken motoru yakmadan şeritte kalabilmesi, ülke siyasetinin evrileceği nokta için hayati önem taşıyacak. Bu ülkede sağcısı ya da solcusu fark etmeksizin resmî ideolojinin eri olmayan bilaistisna herkesin acı ve zulümden pay aldığını hatırlatabilecek, 1940’lardan beri sistematik olarak sindirme politikası güden muktedir bürokrasinin faturasını topyekûn bir grup ya da ideolojiye kesmekten imtina edecek bir sol sağduyuya ihtiyaç varken HDP’nin sorumluluğu CHP ve MHP’den daha ağır.

    :

    :

    :

    :

    "Muhalife Muhalif (III)" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete