Sabah yazarı, hayat kadını fiyatlarının düşmesini AKP hizmeti saydı!

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, AKP'nin yaptığı icraatları ele aldığı bugünkü yazısında "fahişe fiyatları"nın düşmesini de saydı.
Ardıç yazısında, "Gene "bizim zamanımızda" genç kadınlar on, yaşlı kadınlar beş liraydı.Ama o zamanlar liranın alım gücü de bugünkünün dört, hatta beş misliydi. Memleket batmış da farkında değiliz" dedi. 

İşte o yazı;

Boğaziçi tüneli bitmek üzere. Yakında iki kıta, İstanbul'un iki yakası, birbirine metro hattıyla çoktan bağlandığı gibi, motorlu taşıt yoluyla da bağlanacak... 

"Alttan" yani.. Üstten iki köprü var da, yakında üçüncüsü de geliyor.

Bu arada İstanbul- İzmir yolu da inanılmaz derecede kısalıyor. Yani "ihmal edildiği" söylenen, "CHP'nin kalesi" Ege de, Marmara'ya yepyeni bir bağla bağlanacak.

Yeni yapılan körfez köprüsünü geçiş altı dakika sürecekmiş.


Geçenlerde uçakla güneyden doğru Sabiha Gökçen'e inerken baktım, ayakları suyun içinden şıkır şıkır yükselen bir masal anıtı gibiydi...

Türkiye'nin en uzun viyadüğü. Yolun bütünü dokuz milyar dolara çıkmış. Yedi yılda biteceği sanılıyormuş, beş yılda tamamlanacak.

Mayıs sonunda İstanbul-İznik kesimi tamam... Yıl sonunda İstanbul-Bursa kesimi hazır... Bursa- Balıkesir- Manisa arası iki yıl sonra...

Ve de 2018 yılında İstanbul'dan İzmir'e toplam üç saatte bile değil, 2 saat 50 dakikada varacaksınız.

İzmir kime oy verirse versin, bu böyle olacak. 

"Çıkıntıları" tatmin etmek için de yolun her iki yanına tam 1 milyon ağaç dikmişler! Hani "yeşil sevenlere" kıyak... 
("Yeşili kalmadı" denilen Yassıada'ya da tam 20 bin bitki dikiliyor, 388 ağaç, 5 bin çalı, 14 bin çiçek ve sarmaşık. "İyi sıhhatte olsunların" Menderes'i ve DP ilerigelenlerini yargıladıkları sıralarda Yassıada'da kaç ağaç vardı acaba?) 
"Bizim zamanımızda" İstanbul'dan İzmir'e gitmek bir serüvendi. Güneş batarken otobüsle çıkılır, sabahın ilk ışıklarıyla varılırdı. Gecenin bir saatinde uykulu uykulu Susurluk ayranı da içerek.

Ya da aktarmalı: Feribotla Bandırma'ya, oradan trenle İzmir'e.

Ya da öğleden sonra iki buçuk sularında İstanbul limanından kalkacaktın, geceyarısı Çanakkale Boğazı açıklarında deniz tutacak, ertesi sabah sekiz buçuk gibi için dışına çıkmış durumda kendini Pasaport'ta bulacaktın.

Bu İnönü devrinde de böyleydi, Menderes devrinde de, Demirel devrinde de, Ecevit devrinde de.
Şimdi uçakla gitsen, havaalanının yolunu, beklemesini falan da hesaplarsan üç saati geçersin.

Artık arabayla da üç saati bulacaksın.

Kılıçdaroğlu "hizmet eden devlet" istiyordu.

Burkina Fasso'ya gitsin baksın, belki orada bulur, bizde yok maalesef. 

***
Bu arada "fahişe fiyatları" da yerlere düşmüş. Konya'da bir mezarlıkta altı kadın yakalamışlar, ilişki bedeli "20 ila 30 lira" çıkmış.

Gene "bizim zamanımızda" genç kadınlar on, yaşlı kadınlar beş liraydı. (Bu genelev tarifesi... Özel ve gizli evlerde bedel 60 liraya kadar çıkıyordu. Ünlü bir sahne ve sinema yıldızının 500 liraya "çalıştığı" söylenirdi, adını verecek değiliz. 

Ama o zamanlar liranın alım gücü de bugünkünün dört, hatta beş misliydi. Memleket batmış da farkında değiliz, Fethullahçı profesörlere sorarsan.

    :

    :

    :

    :

    "Sabah yazarı, hayat kadını fiyatlarının düşmesini AKP hizmeti saydı!" hakkında Tweetler

    DİĞER MEDYA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete