Bayık: Erdoğan dersini aldı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Türkiye’nin seçimlerde kritik bir eşiği geçerek yeni bir döneme girdiğini belirtti.
Erdoğan ve AKP seçimde dersini almıştır. KDP de AKP'yi destekleyerek kaybetmiştir" dedi. Bayık, "Türkiye'nin makus talihi değişti. Eskide ısrar eden halkların düşmanı olur" dedi.

Seçim sonuçlarını Özgür Gündem’e değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, HDP’yle çok şeyin değiştiğine dikkat çekerek, “Her şeyden önce amiyane deyimle Türkiye’nin makus talihini, ya da kara kaderini kırmıştır. Demokrasi güçleri bir araya gelemez, sol güçler bir araya gelemez, Türkiye’nin farklı etnik ve dinsel toplulukları bir araya gelip demokrasi mücadelesini yükseltemezler; dolayısıyla Türkiye otoriter, hegemonik, baskıcı, tek tipçi rejimlere mahkumdur anlayışı, algısı vardı.

HDP seçimdeki başarısıyla bu algıyı yerle bir etmiştir. Türkiye’de 90 yıldır yürütülen demokrasi ve özgürlük mücadelesini ve bu mücadelenin yarattığı birikimleri bir araya getirmeyi başarmıştır.

Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere tüm diğer etnik ve inançsal toplulukların demokratik ulus anlayışı temelinde HDP çatısı altında buluşarak bir demokrasi ittifakını, demokrasi güçlerinin birliğini ortaya çıkarması; AKP’nin yeni hegemonya peşinde koşan otoriter iktidarına son vermiştir”
dedi.

"AKP HEZİMETE UĞRADI"

AKP’nin 13 yıllık iktidarı boyunca Kürt sorununa yaklaşımını da değerlendiren Bayık, AKP’nin iktidara gelirken demokrasi ve özgürlükten söz ettiğini hatırlattı. Ancak iktidarı boyunca adım atmadığını ve özel savaş politikasını devreye koyduğunu söyledi. AKP’nin seçimlerde hezimete uğramasıyla ilgili de Bayık, “AKP yürüttüğü özel savaşla Kürt Özgürlük Hareketi’ni etkisizleştirme, tasfiye etme politikası izlerken, Önder Apo ve Kürt Özgürlük Hareketi ise toplumu, siyasi güçleri ve devleti Kürt sorununun çözümüne hazırlama, Kürt sorununun çözümüne yatkın hale getirme çabası içinde olmuştur.

Yakın zamana kadar yürüyen siyasal mücadelenin karakteri esas olarak bu şekildedir”
dedi. Kürt hareketinin ve Öcalan’ın yürütttüğü politikalar sonucu Türkiye toplumunun da Kürt sorununun çözümünü istediğini söyleyen Bayık, “AKP bu gerçeği gördüğü için ‘demokratik açılım’ ve ‘çözüm süreçleri’nden söz ederek Kürt sorununu çözecekmiş beklentisini yaratma temelinde seçimlerde başarılı olmayı hedeflemiştir. Seçimlerde AKP’nin başarısının altında yatan en temel etken, çatışmasızlığın var olduğu ortamda Kürt sorununu çözeceği beklentisi yaratmasıdır” diye konuştu.

"AKP'Yİ KOBANE DÜŞÜRDÜ"

Bayık şöyle konuştu:

“Tabii ki sadece Erdoğan’ın son söyledikleri bu özel savaş gerçeğinin deşifre olmasına neden olmamıştır. Son yıllarda hep demokratikleşme ve çözüm beklentisi yaratıp adım atmaması, aksine halk üzerinde baskı ve terör uygulaması zaten AKP’ye karşı büyük tepkiler ortaya çıkarmıştı.

Gezi direnişinde halka çok sert yaklaşması da Türkiye toplumunda teşhir olmasını sağlamıştı. Kobanê’de süren tarihi direnişte açıkça IŞİD’ten yana olması, Kobanê niye bu kadar önemlidir, Kobanê’ye neden sahipleniliyor diyerek öfkelenmesi, bunlar yetmiyormuş gibi IŞİD’in saldırıları artınca halkın, Kürtlerin, bütün demokrasi güçlerinin, dünyanın gözüne bakarak, ‘işte Kobanê de düştü düşecek’ demesi, Erdoğan şahsında AKP hükümetinin maskesini indirmiş, cilasını döküp boyasını silerek esas karakterini ortaya çıkarmıştır."

"AKP'NİN KAYBETMESİNİN ASIL NEDENİ..."

"AKP’nin bu seçimde hezimete uğramasının esas nedeni, Kürdistan’da bir çözüm politikası olmaması, çözümden söz edip beklenti yaratıp çözümsüzlükte ısrar etmesidir.

Kürt halkına, Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı zamana yayılmış bir tasfiye politikası izlemesi ve bunun anlaşılması AKP’nin Kürdistan’da hezimete uğramasının en temel etkenidir.

Kürt halkı ve AKP’ye o güne kadar oy verenler, AKP’nin beklenti yaratan, aldatan, oyalayarak Kürt sorununu çözümsüz bırakan politikasına gereken cevabı vermişlerdir.

Kürt halkının aldatılamayacağını, oyalanamayacağını, Kürt halkının değerleriyle alay edilemeyeceğini başta Erdoğan olmak üzere AKP hükümetine göstermişlerdir. AKP’ye oy veren Kürtler de Önder Apo’nun, PKK’nin AKP’ye çözüm için her türlü fırsatı sunduğunu ve bunun değerlendirilmediğini görmesi sonucu AKP saflarını terk ederek HDP’ye yönelmişlerdir.”

"BAŞARININ MİMARI ÖCALANDIR"

HDP’nin başarısı sadece AKP karşıtlığı ve oluşan fırsatların sonucu olmadığını söyleyen Bayık, HDP’nin başasının gerçekleşmesinde birçok etken olduğunu vurgulayarak, “HDP demokratik ulus projesidir. HDP’nin tüm etnik ve dinsel farklılıkları, tüm sosyal farklılıkları bir araya getiren ve onların kendi olarak özgür ve demokratik yaşamını sağlama zihniyetidir” dedi.

“Erdoğan karşıtlığı HDP’yi başarıya götürdü” gibi değerlendirmelere de değinen Bayık, “Kuşkusuz AKP’ye ve Erdoğan’a tepki duyanların bir kısmı HDP’ye oy vermiştir. AKP’nin politikasına tepki duyan Kürtler, HDP’ye yönelmiştir.

Ancak HDP’ye yönelik yoğun akışı esas olarak Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayan, gerçek demokratikleşmeyi ifade eden HDP’nin zihniyeti ve programı sağlamıştır.

Bu açıdan seçim sonuçlarını değerlendirirken başarıyı getiren projenin düşünce ve yapılanma mimarının Önder Apo olduğunun özellikle bilinmesi gerekiyor.

Önder Apo bu projenin gerçekleşmesi ve pratikleşmesi konusunda ısrarlı olmuştur. HDP içinden, dışından Kürt demokrasi güçleri içinden, dışından gelen her türlü dirence Önder Apo tutum koyarak böyle bir başarının gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu açıdan bu ideolojik-politik duruşu da bu başarıdaki en temel etken olarak görmek gerekir”
ifadelerini kullandı.

"HDP HER KESİMİN PARTİSİDİR"

“HDP projesi aynı zamanda HDP’yi tek Türkiye partisi haline getirmiştir” diyen Bayık, AKP’nin ‘Biz tek Türkiye partisiyiz’ sözlerinin ise demagoji olduğunu söyledi.

Bayık, “AKP sadece bir kesimin partisidir. Kürdistan’da ve Kürtler içinde zaten silinmişlerdir. Farklı etnik topluluklar AKP’de yoktur. Türkiye’nin tüm toplumsal kesimlerinden, tüm etnik ve inanç kesimlerinden oy alan bir parti değildir. Bu açıdan tek Türkiye partisi HDP’dir. Hem Sünnilerin partisidir, hem Alevilerin partisidir, hem Süryanilerin, hem Êzîdîlerin, hem Çerkeslerin, hem Arapların, hem Kürtlerin, Azerilerin, Terekemelerin, herkesin partisidir” dedi.

"HERKES DERSİNİ ALDI"

Seçim sonuçlarının Türkiye siyasetine etkilerini de değerlendiren Bayık, “7 Haziran sadece bir HDP başarısı değildir, aynı zamanda Türkiye’deki siyaset tarzının değişmesinde de bir dönüm noktası olacaktır.

Bundan sonra otoriter, kibirli zihniyetlerin Türkiye siyasetinde yer almaları çok zor olacaktır. Herkes Erdoğan ve AKP şahsında dersini almıştır. Bu seçim sonuçlarından tabii ki tüm Türkiye toplumu da, Türkiye siyaseti de dersini almıştır.

Artık Türkiye siyaseti otoriter ve hegemon söylemle, zihniyetle bir yere varılamayacağını görmüştür. Türkiye eğer barışa ve istikrara kavuşacaksa bütün siyasi görüşlere, bütün toplumsal tabakalara, bütün etnik ve inançsal topluluklara özgür ve demokratik yaşam hakkı tanıyan, ötekileştiremeyen bir dil kullanmak zorundadır.

Bu açıdan sadece AKP ve CHP değil, MHP de değişmek zorundadır. Eski dilini, üslubunu ve tarzını bırakmazsa Türkiye’ye en büyük kötülük yapan, Türkiye’ye en büyük düşmanlık yapan bir parti haline gelir” diye konuştu.

"BÜYÜK SORUMLULUĞUMUZ VAR"

Bayık, “Seçim sonuçlarının hareketimiz açısından önemli etkileri olmuştur. Bütün Kürt halkı HDP’ye kendini temsil etme hakkını vermiştir. Bu aynı zamanda Önder Apo’nun ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin Kürtleri temsil ettiğinin de dünyaya ilanıdır.

Çünkü HDP çok farklı inançların, kültürlerin, kimliklerin, siyasi görüşlerin bir araya getirildiği bir projedir. Bunun içinde tabii ki Kürt Özgürlük Hareketi’nin kırk yıldır yürüttüğü mücadeleyle ortaya çıkardığı demokratik siyasal hareket, demokratik toplum, özgürlüğü için direnen yurtsever Kürt halk gerçekliği de vardır. Bu açıdan Hareketimize de büyük sorumluluklar düşmektedir” şeklinde konuştu.

"KÜRTLER HDP'YE ONAY VERMİŞTİR"

“Seçim sonuçları Kürt sorununun demokratik temelde çözümü eğilimini de ortaya çıkarmıştır. Demokratik çözüm eğilimine güç vermiştir. Hareketimiz Kürt sorununun Türkiye’nin demokratikleşmesi temelinde çözülmesi konusunda tutumunu ve yaklaşımını bundan sonra da sürdürecektir” diyen Bayık şunları söyledi:

Kürtler HDP çizgisinde Kürt sorununun demokratik temelde çözülmesini istiyor. HDP çizgisinde çözüm de bellidir: Demokratik ulus temelinde çözümdür. Yani Kürtlerin kimliğiyle, kültürüyle, diliyle, yerel demokrasi temelinde kendi kendini yönetmesiyle gerçekleşecek çözümdür.

Bütün Kürtler HDP’nin bu projesine onay vermişlerdir. MHP dışında tüm partilerin tabanları Kürt sorununun çözümüne karşı değildirler.

Ne CHP’nin ne de AKP’nin tabanı karşıdır. Eğer doğru siyasal bir yaklaşım gösterirlerse CHP’nin de AKP’nin de tabanı Türkiye’nin demokratikleşmesi temelinde yalnız Kürt sorununun çözümünü değil, Alevilerin, Çerkeslerin, Êzidîlerin, Süryanilerin, Ermenilerin, Arapların, Azerilerin, kimin talebi varsa hepsinin çözümünden yana bir politikanın ortaya konulmasına karşı çıkmaz. Eğer yöneticiler olumsuz tutum içinde olmazlarsa MHP’nin tabanı bile Kürt sorununun çözümü konusunda katı bir yaklaşım içinde olmaz.”

"KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ MECLİSE GİRECEK"

HDP’li kadın vekiller meclise yeni bir zihniyet, ruh, tarz ve üslup getireceğini de söyleyen Bayık, “Ancak HDP çatısı altında kadınların meclise girmesi bundan öte bir anlama sahiptir.

Çünkü HDP’de kadın sadece erkekle eşit olmuyor. Eşitlik sadece bir yanıdır ve esas yanı da bütün toplumsal yaşamın özgür ve demokratik temelde şekillenmesinde rol oynamasıdır.

Eşbaşkanlık da sadece kadın ve erkeğin eşit yetkiye, temsile sahip olduğu bir model değildir. Tamamen partinin, toplumun demokratik karakterini belirleyecek, yönlendirecek bir ideolojik durumdur.

Bu da özgürlüktür, demokrasidir, eşitliktir, tüm toplumsal yaşamdaki ilişkilerin özgür, eşit, demokratik temelde düzenlenmesidir. Dolayısıyla HDP’nin 32 milletvekiliyle meclise girmesi, kadın özgürlüğünün, toplumsal özgürlüğün ölçüsü olarak bütün toplumsal yaşamı değiştirecek tutumda olması çok önemli sonuçlar doğuracaktır” dedi.

"KDP AKP'Yİ DESTEKLEDİ"

Bayık, “Kuşkusuz Güney Kürdistan’da da başta Tevgerê Azad olmak üzere YNK ve Goran Hareketi, birçok sivil toplum örgütü ve halk bu seçimde HDP’yi destekledi.

Ancak bütün Kürt gruplarının HDP’yi desteklediği de söylenemez. KDP 13 yıldır olduğu gibi Kürt demokratik hareketini, Kürtlerin Türkiye’deki siyasi temsilcisi olan güçleri, ya da bu siyasi temsili yapan partiyi değil de, Kürtler üzerinde yeni koşullarda inkar ve imha sürecini sürdüren, Kürt Özgürlük Hareketi’ne ve Kürt halkına karşı bir özel savaş yürüterek kültürel soykırımı zaman içinde tamamlamak isteyen AKP’yi destekledi. 

Bu politikasını 7 Haziran seçimlerinde de sürdürdü. Öyle ki, kendilerine bağlı basın-yayın organları üzerinden HDP’nin baraj altında kalmasını isteyen bir yayıncılık yaptı.

Bu tutumuyla KDP hem 12 Eylül rejimi, hem de AKP hükümetinin yüzde 10 barajıyla Kürtleri meclis dışında bırakma politikasının destekçisi olmuştur.

KDP, Kürtlerin Türk devletine karşı yürüttüğü demokrasi ve Özgürlük Mücadelesi’ni destekleyeceğine, tasfiye politikası yürüten, saldıran, onbinlerce Kürt siyasetçiyi zindanlara atan, Roboski’de çocukları ve gençleri acımasızca bombalayan, her mitingde bir iki yurtseveri katleden, Kürdistan’da yeni karakollar yapan, askeri ve soykırım amaçlı barajları yaparak Kürdistan’ı insansızlaştırmak isteyen AKP politikalarına destek vermiştir” diye konuştu.

Kaynak: Özgür Gündem

    :

    :

    :

    :

    "Bayık: Erdoğan dersini aldı" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete