Ahmet Davutoğlu: HDP Bize Santaj Yaptı

AKP grup toplantısında konuşan Davutoğlu, 49 rehine, Kobani bahaneli PKK eylemleri ve çözüm sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
 Davutoğlu, "Bakınız HDP’nin tutumu ne oldu? Çözüm süreci ve Kobani’yi irtibatlandırarak bize şantaj yaptılar." dedi ve 'Çözüm sürecinin kararlılıkla sürdürüleceğini' ifade etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP grup toplantısında konuştu.

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:

Bundan sonra her vatandaş başı açık başı örtülü eşit vatandaş olarak omuz omuza bulunabilecekler. Maliye bakanlığımızla kayıt dışı eylem planı hazırladık. Ayrıca devletin şans oyunlarından tümüyle çekilmesi konusunda karar aldık. Gerek YÖK başkanı gerek MEB temaslarıyla akademisyenlerle araştırma görevlilikleriyle kamuda çalışan memurlar arasındaki farkı giderdik. Akademisyenliği teşvik eden çok önemli adımlar kararlar aldık.

Gördüğünüz gibi daha yasama dönemi başlamadan eylem planı bekleyen bir çok konuda adımları attık. Ayrıca göreve geldikten sonra benim için sembolik değeri çok yüksek olan Konya İstanbul Söğüt Samsun Malatya ziyaretleri gerçekleştirdim. Selçuklu’nun merkezi Konya’da cihan devletinin başkenti İstanbul’da Ertuğrul Gazi’nin huzurunda Samsun’da meşale şehir dediğim şekilde milli birliğimizin meşalesinin yandığı Samsun’da imanın yeşerdiği ilk şehirlerden olan Malatya’da bu tarihi sürekliliğin izlerini hissettim. Dün 13 Ekim Ankaramızın başkent ilan edilişinin yıl dönümüydü, Ankaramıza da bir kez daha hayırlı olsun diyorum.

Şimdi de ASRIN projesi TANAP’ın imza töreninden geliyor. Türkiye ve Azerbaycan hem ikili ilişkilerini geliştirecek hem de Anadolu coğrafyasını barış coğrafyasını yapacaktır. Gördüğünüz gibi hem çözüm bekleyen sorunlara bir anlamda çerçeve planlar hazırlamaya çalıştık hem de yurtiçi ve yurt dışı ziyaretler gerçekleştirdik.

"ÜÇ ŞEY HEDEF ALINDI"

Üç şey hedef alındı. Bir kamu binaları, kamu otoritesi. İki iş yerlerine. Neden işyerlerine biliyor musunuz? Çünkü, çözüm süreciyle doğuya ve güneydoğuya yatırım dalgası başlamıştı. Oradaki vatandaşlarımız hem barışın hem ekonomik kalkınmanın huzurunu ve semeresini görmeye başlamışlardı. İstihdam artmaya başlamıştı, teşvik paketi içindeki bölgelerimizde milyarlarca dolar yatırım gitmeye başlamıştı. Biliyorlar ki eğer bu bölgelerimiz kalkınırlarsa onların terör çağrılarına cevap vermeyecektir. Üçüncü hedef ise burada onurla aramızda bulunan il ve ilçe belediye başkanlarımıza yönelik olarak sürdürülen saldırılardır yani Ak Parti hedef alındı. Bununla şu mesajı vermek istediler, bu coğrafyada bir tek biz oluruz.

Birileri çekinebilirler. CHP ancak oraya izinle gidebilir. Bayrak taşımadan Hakkari mitingi yapabilir. MHP çekinebilir. Ama bilsinler ki AK Parti’nin hiçbir ferdi hiçbir şantajdan tehditten korkmaz.

"ÜÇ MESAJLA CEVAP VERİYORUZ"

Şimdi bu üç mesaja bizde buradan üç mesajla cevap veriyoruz. Birincisi, kamu düzenine hedef alanlara mesajımız şu. Kamu düzeni her ne olursa olsun kesinlikle teminat altına alınacaktır. Hiç kimse hukuk devletinde hesap sorulamaz değildir. Hiçbir süreç işlenen suçu örtmeye bahane etmez.

Tek tek her birini hukukun önüne çıkartacağız. Dün bakanlar kurulunda bütün bu gelişmelerin analizini yaptık. Geçen hafta da ki bugünleri görerek, her hafta toplanan bu mekanizmada Genelkurmay'ımızın ve Emniyet'imizin katıldığı geniş kapsamlı değerlendirme yaptık. Ne tedbir alınması gerekiyorsa alınacak. Yakılan her TOMA’nın yerine gerekirse beş TOMA on TOMA alınacak.

"ZARARLARI TAZMİN EDİLECEK"

Şimdi de daha önce güvenlik eksikliğinden şikayet edenler “polis devletine mi dönüyoruz” diye saldırmaya başlayacaklar. Bu ülkede demokrasinin de özgürlüğün de teminatı AK Parti iktidarıdır. Özgürlüğümüzden fedakarlık etmeden güvenliğimizi güçlendireceğiz. Dün içişleri bakanımız kapsamlı sunuş yaptı. AB ülkeleri örnek alınarak, yarın bazı Avrupa merkezlerinde Türkiye otoriterleşiyor diye yayın yapılmasın diye, oradaki uygulamalardan da faydalanarak birçok konuda adımlar atacağız.

Kesinlikle emniyet güçlerimizin, yargı sistemimizin olaylara seri ve çabuk şekilde müdahale etmesini garanti altına alacağız. İş yerlerimize gelince dün TOBB’da çok değerli sendika temsilcilerimizle oda temsilcilerimizle bir araya geldik. Bu Vandalizm esnasında zarar görmüş işyerlerimizin zararları tazmin edilecek. Yangın yerinde gül yetiştireceğiz ta ki güneydoğu ve doğu bölgesi tam bir barış diyarı olsun.

Ama yeni düzenlemeler de getirmeyi düşünüyoruz. Bundan sonra o kişiye o zararlar geri dönecek. O ödeyecek. Bizim her bir vilayetimiz için dün de zikrettim. Burada görüldü ki üç tavır var. Yakanlar yıkanlar, HDP ve onun arkasından gelenler. İki bu yakanlar yıkanları destekleyen CHP. Bir de inşa eden vizyon kuran AK Parti.

"KOBANİ'DE YAPTIKLARINI GÜNEYDOĞU'DA YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Üçüncü mesajlarına cevabımız şudur. Kobani’de de bunu yaptılar. Kendilerine muhalif hiçbir Kürt parti bırakmadılar. Önce kendileri Kobani’de kendileri gibi düşünmeyen aşiretleri partileri baskı altına aldılar. Kürt mülteci kardeşlerimiz PYD baskısından kaçarak geldiler. Şimdi orada yaptıklarını Güneydoğu’da yapmaya çalışıyorlar. Demeye çalıştıkları şu, buralar bize ait, burada ancak siyaseti biz yaparız. Yok öyle şey. Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her bir yerinde hem al bayrak olacak hem AK Parti bayrağı olacak.

“BDP SÖZCÜSÜ DÖNÜP BANA ŞUNU SORDU…”

Geçen sene bir genel kurulda bir görüşme esnasında bir o zaman BDP idi adları. Bir parti sözcüsü dönüp şunu sordu bana “İstanbul ile Kudüs’ün kaderi bir diyorsunuz. Neden İstanbul ve Diyarbakır’ın kaderi bir demiyorsunuz” dedi. Ona şunu söyledim: Bunu söylemeyi zul addederiz. Çünkü Diyarbakır biziz, biz Diyarbakırız. Oralara da aynen Konya gibi aşkla bağlıyız.

Şimdi onların anladığı dilden de söylüyorum. O al bayrak sadece bizlerin bayrağı değil, Çanakkale’de şehit düşmüş olan sınırlarımız dışında kalan Boşnakların, Arapların Kürtlerin de bayrağıdır. Yemen savaşına giden Kobanili Hasekeli Kürtler o bayrak altında savaşa gittiler. O bayrak ezilmiş halklar için emperyalistlere karşı istiklal mücadelesi veren halkların bayrağıdır.

“MESELE KOBANİ DEĞİL”

3,5 yıldır zulmü görmeyenler Kobani’yle mi fark ettiler? Daha önce Suriyeli kardeşlerimize kapımızı açmamıza itiraz edenler, oraya yaptığımız yardımları dünyaya ihbar edenler, teröre yardım ediyor diye iftirada bulunanlar Türkiye oraya silah yardımı yapsın demeye başladılar. Biz Suriye’ye bütün insani yardımı yaptık. Gereken her şeyi yaptık. Ama şimdi sorma vaktidir. Kobani, Bayırbucak, İdlip, Halep, Haseke, Afrin, Lazkiye. Bütün bu şehirleri bize tarihten emanettir. Biz oradaki kardeşlerimizin hepsine aynı nazarla bakarız. Mezhebine bakmayız.

Ey HDP ya da Kılıçdaroğlu, Bayırbucak’ta Türkmenler katledilirken, IŞID tarafından katledilirken, hadi rejim sizin dostunuz, Araplar katledilirken neredeydiniz? Hangi açıklamayı yaptınız hangi desteği verdiniz? Halep’te kırsalında Kürtler katledilirken, IŞİD tarafından rejim tarafından, PYD tarafından bazı kürtler baskı altında tutulurken neredeydiniz? Mesele Kobani değil. Kaldı ki Kobani konusunda da en öncelikli adımları biz attık.

"ÇÖZÜM SÜRECİ VE KOBANİ'Yİ İRTİBATLANDIRARAK BİZE ŞANTAJ YAPTILAR"

Tezkereye gideceğiz, zalimlerin oluşturacağı tehlikeye karşı elimizden geleni yapma kararı aldık. Tezkereye hayır demeyin dedik. Bakınız HDP’nin tutumu ne oldu? Çözüm süreci ve Kobani’yi irtibatlandırarak bize şantaj yaptılar. Çözüm sürecinde samimilerse bunun tarafları ve atılacak adımlar Türkiye’dedir. Dışardaki hiçbir olayın bununla ilgisi yoktur. Kobani’ye nasıl yardım ederiz diye sorarsanız oturup konuşuruz. Ama bir şantaj aracı haline getirilmesine izin vermeyiz.

"ÇÖZÜM SÜRECİ SÜRDÜRÜLECEK"

Çözüm süreci kararlılıkla sürdürülecek. Sonra da önce bu bağlantıyı kurdular, tezkereye hayır dediler. Hayır derken de şunu demiş oldular, Türkiye Kobani’ye girmesin. Peki ne yapmamız isteniyor? Mültecileri alıyoruz, insani yardımı varsa gönderelim diyoruz. Müdahale edilmesini de siz istemiyorsanız ne istiyorsunuz? Kargaşa çıkarmaksa buna da izin verilmeyecek. Türkiye uluslararasından gelecek baskıyla hiçbir adım atmayacağımızı herkes bilir.

CHP’nin tutumu ne oldu?  “Tezkerede Esed varsa biz yokuz” dediler. Nedense Kılıçdaroğlu’nun Esed’i koruma altına alma durumu hep oldu. Ama ona dokundurtmadılar. İki partinin de savunduğu iki argüman oldu. Birisi Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği argümanı, önce HDP yaydı. Sonra da CHP genel başkan yardımcısı bunu destekleyici tweetler attı. Kılıçdaroğlu da anayasal konumu olan biri olarak utanç verici tavır sergiledi, önce herkes sakin olsun dedi sonra bunların sorumlusu IŞİD’e destek veren hükümettir dedi. Sokakta olanlara dedi ki, sosyal medyadaki kampanyalar doğrudur, bu şiddeti devam ettirin mesajı gönderdi.

Türkiye IŞİD’e de Esed’e de karşıdır, karşı olmaya devam edecektir. Esed’e de IŞİD’e karşı olmamızın yanında mazlumların da yanındayız. Peki Kılıçdaroğlu karşıyız diyebilecek mi? HDP diyebilecek mi?

"BU ÜLKEYİ BASKICI SİYASİ AKIMLARA TESLİM ETMEYECEĞİZ"

Dersim’i bile eleştiremeyen CHP tabi ki Esed’i eleştiremez, çünkü zihniyet aynı zihniyet. Bu ülkeyi baskıcı siyasi akımlara teslim etmeyeceğiz. 2015 seçimleriyle hem kamu düzenini koruyacağız, yeni Türkiye’yi inşa etme faaliyetini sürdüreceğiz. Ben elinde ispatı olan varsa getirsin diye meydan okudum IŞİD’e destek altında.

"PARALELCİ ÇETELERİN..."

Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum kendiniz olun, paralelci çetelerin sizin elinize tutuşturduğu belgeleri kullanmayın. O gösterdikleri belge aslında ihanet belgesidir. Bu konularda bizim tutumumuz kesinlikle hakkın mazlumun yanında olan bir tutumdur. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye’de ve dünyada zulüm yapan kim olursa olsun yanında olacağız. Kobani’deki kardeşlerime de sesleniyorum, sizlerin de dünyadaki bütün mazlumların hamisi gerektiği anda biziz.

"GÜVENLİ BÖLGELERİN OLUŞMASI ŞARTTIR"

Biz Kürtlerin de Türkmenlerin de Arapların da Suriye’deki bütün kardeşlerimizin de istedikleri talep ettikleri anda onlara sunulan bir güvenlik ülkesi olmaya devam edeceğiz. Suriye’ye dönük tutumumuz da açıktır. Biz tek boyutlu politikaları doğru görmüyoruz. Diyoruz ki, Suriye’deki zulüm bitmedikçe, adaletin karşısına çıkarılmadıkça, mazlumla kendi evine dönmedikçe Suriye’de barış sağlanamaz. Bunun da olması için Suriye’de mazlumların olabileceği güvenli bölge olması, bakın tampon bölge demiyorum. Güvenli bölgelerin oluşması şarttır. Suriye rejiminin kaçan insanları havadan bombalamasına neden olacak şekilde, uçuşa yasak bölge ilan edilmesini talep ediyoruz.

"HSYK SEÇİMLERİNDE MEMNUNİYETLE GÖRÜYORUM Kİ..."

Bütün bu gelişmeler yaşanırken, bu hafta sonu önemli bir olaya şahit olduk. HSYK seçimleri yapıldı. Ben kongre konuşmamda da, yargının restorasyonu derken adaletin her şeyin temeli olduğunu anlatmış, adaletin olmadığı yerde devletin olmayacağını vurgulamıştım. Oradaki çağrıda bulunmuştum, yargı bağımsızlığına saygımız bakidir. Ama yargının kendi içinde yargının tek bir grubun, şu veya bu grubun tesiri altına girmemesi de yargı bağımsızlığının ana unsurlarından birisidir. Kendi vicdanınıza sorun ve kendi vicdanınızla hükmedin. Kesinlikle HSYK’yı tek bir grubun eline teslim etmeyin. Şimdi memnuniyetle görüyorum ki, hakimlerimiz savcılarımız kendi tercihlerini yaptılar. Her birini tebrik ediyorum.

Bakınız geçmişte Osmanlı döneminde de oldu, yakın siyasi döneminde de. Yargı ne zaman vesayet ilişkisine girmişse darbelere zemin hazırladı. Bizim tek bir arzumuz vardı vesayetten kurtulmuş yargı. Saidi Nursi’den Adnan Menderes’ten Necmettin Erbakan’a Deniz Gezmiş’e, şu veya bu inançtan onlarca önemli kanaat önderini biz kaybettik. Sizi buraya tıkan irade böyle istiyor diyenleri gördük. Şimdi ben Türk yargı bağımsızlığı açısından tarihi bir sınavdan geçildiği ve doğru bir sürecin işletildiği kanaatindeyim.

Nihai olarak şunu söylemek istiyorum. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Dün gece dışişleri bakanımızla New York’tan temas halindeydim. Perşembe BM güvenlik konseyinde seçim olacak. Eğer seçilirsek ilk defa dünyada beş yıl aradan sonra ilk defa bir ülke seçilmiş olacak. Bu sabah TANAP’ın bir aşamasını daha geçtik. Türkiye enerji hatlarının, ulaştırma hatlarının merkezi olacak, kültür havzası olacak.

Bu yolda çaba içinde gayret sarf ederken bütün kardeşlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Askerlerimize, polislerimize rahmet diliyorum. Yol hayır, yolculuk hayır, istikbal hayır.


    :

    :

    :

    :

    "Ahmet Davutoğlu: HDP Bize Santaj Yaptı" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ