Yemin krizinin arka planı; 'Başkanlık anlaşması..'

24 Kasım 2015 - 06:00
TBMM'nin 26. döneminin yemin töreninde bir yemin krizi yaşandı. HDP'li Zana, yemin ederken 'Türkiye milleti' ifadesini kullandı ve TBMM geçici başkanı Deniz Baykal, yeminin tekrarını istedi.

Kamuoyu bu ifadenin mahiyetini tartışırken, önemli bir detayı gözden kaçırdı.

Bazı köşe yazarları, krize neden olan ifadenin meşruiyetini tartışırken, gözden kaçan bu detayı 'bilinçli ya da bilinçsiz' örttü.

***

7 Haziran seçimlerinde Milletvekili seçilen Leyla Zana kürsüye çıkıp, kürsüde yer alan metni aynen okudu. Çünkü ortaya çıkan tabloda bir koalisyon ihtimali söz konusuydu.

Leyla Zana'ya bir 'aydınlanma gelmiş' olacak ki, 25. dönemde 'metne sadık kalarak' yemin etmişken, 26. dönemde bu fikrinden vazgeçip, ilkesel duruşundan taviz vererek(!) bir yemin krizi tartışması başlatmıştır.

***

Eğer Sn. Zana gerçekten 'ilkesel bir tavır' üzerinden bu yemini etmişse, 7 Haziran sonrası yaptığı yemin esnasında bu ilkelerinden taviz mi vermiştir? Ya da ilkeleri 1 Kasım'da mı aklına gelmiştir?

Yoksa Erdoğan'ın dayattığı ve HDP'li bazı vekillerin 'ABD ve Meksika tipi' başlığında kodladığı Başkanlık tartışmaları bağlamında, HDP'nin sürece yaklaşımı mı ortaya konmuştur?

Yani, HDP Zana üzerinden; 'eğer ulus devlete ait tüm paradigmayı tasfiye esasına göre bir model ortaya koyacak, konfederatif zeminde bu süreci inşa edecekseniz biz varız' mı demiştir?

***

Bu yemin, eğer ilkesel bir temele dayanıyorsa; 7 Haziran sonrası 'ilkesizlik ve tutarsızlık' olarak kodlanabilir. Ama bu yemin, 'Başkanlık modeline dayalı bir yaklaşım ihtiva ediyorsa, durum çok vahimdir.' Anlaşılan, HDP bu yemin üzerinden mesaj verme çabasına girişmiştir.

Yeni bir siyasetçiyim. Ama 'siyasetin mesajlaşma usulünü' yakinen bilen biriyim. Benim o yemin krizinden anladığım budur...

TÜRKMEN YALANINA DAİR 4  SORU

Malumunuz şu günlerde Türkmenlere yönelik saldırılar başlığında ciddi bir kamuoyu duyarlılığı yükselmiş durumda. IŞİD Irak'ta Türkmenleri katır katır keserken yükselmeyen sesler, El-Nusra'ya bağlı Türkmen milislere yönelik saldırılarla birlikte fevkalade yüksek bir boyutta yankılanmaya başladı.

Hükümetin bu tepkisi 'Türkmen kimliğine yönelik değildir.' Eğer öyle olsaydı, 10 binden fazla Türkmen IŞİD tarafından öldürülürken, aynı tepkiyi gösterirlerdi.

Hükümetin tepkisi; 'El-Nusra'ya bağlı cihadçı Türkmenlere yönelik bu operasyonlardan ileri gelmektedir.'

Elbette kimse 'ölmemelidir.'

Samimi olmak gerekir.

Bu bağlamda şu 4 soruyu sormak hak olmuştur;

1-) Bahis konusu olan saldırı lokasyonunda 1 tek sivil var mıdır? Varsa sayısı ne kadardır?
2-) İlgili saldırının hedefi olan Türkmenler, El-Nusra ile ilişkili midir?
3-) 2014 Yılında Irak'ta kaç Türkmen katledilmiştir? Hükümetinizin bu hususta gösterdiği bir tek tepki söz konusu olmuş mudur?
4-) Bu katliamların ve Bayırbucak Cihadçılarının yaşadıklarının sorumlusu, bölgeyi mezhepçi zeminde ayrıştıran Hükümetiniz değil midir?

6. FİLO'YA KARŞI ÇIKANLARI BIÇAKLATAN BAŞKAN!

6. Filo eylemlerini biliyoruz.

Devrimci gençlerin örgütlediği, ABD emperyalizmine karşı yapılan bu eylemler son derece kanlı olmuş, o günlerde Mehmet Şevket Eygi başta olmak üzere çok sayıda 'provokatör' bu gençleri adeta linç ettirmişti.

İşte o eylemlerde 'bıçaklanarak' yaşamını yitiren 2 devrimci genç hala hatıralardadır.

Ve onları bıçaklayanları 'MTTB' çatısı altında organize eden bir isim...

İsmail Kahraman...

TBMM 26. dönem Başkanı seçilerek, ABD emperyalizmine karşı mücadele etmiş bu insanları durdurmaya and içmiş olan güruhun öncülerinden...

Sanırım bugün de aynı işi yapmak üzere seçilmiştir.

Hayırlı olsun...

    :

    :

    :

    :

    "Yemin krizinin arka planı; 'Başkanlık anlaşması..'" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete