close

Bahçeli: 'Önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek'

MHP seçim öncesi İstanbul mitingini yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Biz bir Cumhurbaşkanı’na hakaret etmeyiz. Böyle bir yanlışın içine elbette düşmeyiz. Fakat ilk önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek, Cumhurbaşkanı gibi davranacaktır. Muhaliflerine gelince ‘hukuk’ diyen, kendisine gelince ‘guguk’ anlayan Erdoğan, ya Cumhurbaşkanı ya da Cumhur çıbanı olacaktır. Korsan mitingler düzenleyip muhalefetle söz düellosuna girmeyecek, Başbakanlığı panayıra, kendisini cambaza çeviren Davutoğlu’ndan rol kapmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne iftira atmayacak, çelme takmayacaktır. Adam gibi Cumhurbaşkanı olacak, yerini, yurdunu bilecektir. Anayasa’nın çizdiği sınırlardan taşmayacak, yetki ve görev sahasını ihlal etmeyecektir. Dahası şeref ve namus üstüne ettiği yemini çiğnediğinden milletin affına sığınacak, özürler dileyecektir. Şayet çekineceği bir hal yoksa, eksiği gediği bulunmuyorsa ve kendisine güveniyor, Bilal’ine kefilse, millete küfreden havuzculara inanıyorsa, 17-25 Aralık’tan dolayı mahkemeye çıkıp aklanmanın yollarına bakacaktır” dedi.

MHP lideri Bahçeli, partisinin Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen mitinginde çoşkulu kalabalığa seslendi. Bahçeli, sözlerine “Bu ne görkem böyle, bu ne güzellik böyle, bu ne heyecan böyle, bu ne muhteşem manzara böyle? Kazlıçeşme sanki sevgi deryası, Kazlıçeşme sanki milli coşku ummanı. Maşallah, İstanbul sanki Kazlıçeşme’ye akmış, Kazlıçeşme sanki kükremiş sel gibi bendini çiğnemiş aşmış. Allah sizleri kem gözlerden sakınsın. Allah sizleri haram niyetlerden, hasis nefeslerden korusun. Farkında mısınız, düşmanları çatlatıyor, dostları güldürüyorsunuz. Zalimlere korku salıyor, mazlumlara umut saçıyorsunuz. Türkiye’ye ümit veriyor, fetih ruhunu canlandırıyorsunuz. Tarihe mühür vuruyor, İstanbul’un kapanan ufkunu açıyorsunuz. İstanbul bugün Fatih olmuş Bizans’ın surlarına hançer gibi saplanmak üzere yola koyulmuştur. Ve Ulubatlı Hasan olmuş üç hilali zirveye asmak için yürüyüşe geçmiştir” diyerek başladı.

-“KARARLI YÜRÜYÜŞÜMÜZDEN ÇEKİNENLER MECBUREN GERİ ADIM ATMAK ZORUNDA KALDI”-

Yürüyüşlerinin saat kadranında saniye ibresi kadar hızlanacağını, katlanarak hedefe varacağını belirten Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

“Yürü ey Türkiyem yeni bir kurtuluşun doğum günü 7 Haziran. Yürürken engelleri görüyoruz, önümüze kazılan hendekleri geçiyoruz. Yürürken oyunları bozuyor, tuzakları yarıyor, provokasyonları alt üst ediyoruz. Biliyorsunuz, İstanbul’da miting yapmamızın önüne geçmek maksadıyla her zorluğu çıkardılar, her çamura başvurdular. ‘Yenikapı’ dedik, ‘fetih şöleni var, kurulan dev platform bir günde sökülemez’ dediler. ‘Bakırköy Pazar alanı’ dedik, ‘zorlamayın, izin yok’ dediler. ‘Maltepe Meydanı’ dedik, ‘bağımsız adaylar da orayı istiyor, ne çıkarsa bahtınıza, heveslenmeyin’ dediler. ‘Kazlıçeşme Meydanı’ olsun istedik, ‘miting alanı değil, boşuna uğraşmayın’ dediler. Önümüze set çekenler, İstanbullu kardeşlerimizle buluşmamızdan ürkenler bir şeyi unutmuş, bir gerçeği akıllarından çıkarmıştı. Şimdi ben unuttuklarını hatırlatayım; Milliyetçi Hareket Partisi haklı olduğu bir konuda, engel tanımaz, haksızlığa boyun eğmez, yapay bariyerleri yıkar geçer. MHP demokratik ve kanuni hakkını çiğnetmez, sonu nereye varırsa varsın geri adım atmaz, korkuları paramparça eder. Sorarım sizlere; hangi çılgın yürüyüşümüze ket vurabilecektir?

Hangi demokrasi ve milli irade düşmanı karşımızda durabilecektir? Eğer hakkımızı aramazsak, tehditlere pabuç bırakırsak mahşerde şehitlerimize ne deriz, mahşeri vicdanın hukukunu batıla ve bedbahtlara karşı nasıl savunuruz? Direttik ve dedik ki, ‘kim ne söylerse söylesin, kim hangi tertibin içinde olursa olsun, 31 Mayıs günü Kazlıçeşme’de olacağız. İstanbullu kardeşlerimizle bu meydanda toplanacağız.’ Yaptık mı? Toplandık mı? Sözümüzü tuttuk mu? Kararlı yürüyüşümüzden çekinenler mecburen geri adım atmak zorunda kaldı. Demokratik sabrımızı, hukuka saygımızı ve milliyetçi vakarımızı yanlışa yoranlar, azametli yüzümüzü görünce anında gevşedi, hemen çark etti. Kaldı ki Milliyetçi Hareket Partisi teslimiyet kümesine girmez, giremez. Milliyetçi Hareket Partisi doğru yolundan, emin yürüyüşünden taviz vermez, veremez. 46 yıldır zulme ortak olmadık, zulme diz çökmedik. 46 yıldır kula kulluk etmedik, nefsimize yenilmedik, tutsaklığa ‘eyvallah’ demedik, Allah’ın huzurundan başka hiçbir yerde de eğilmedik. Dava arkadaşlarımızın yakasına idam hükmü iliştirildiğinde bile korku nedir tanımadık.”

-“GİRDİKLERİ DELİKLERE KADAR İZ SÜRÜP…”-

Budandıkça büyüdüklerini, vuruldukça çoğaldıklarını, düştükçe doğrulduklarını, şehit verdikçe yükseldiklerini, yükseldikçe durmadıklarını belirten Bahçeli, “Serok Ahmet, sesimi duydun mu? 17-25 Erdoğan, az da olsa bizi öğrendin mi? İster BOP’a eşbaşkan olsunlar, ister saraylarda sultanlık sürsünler, ister Potamyalı, ister Erivanlı, isterse de Kandil’de teröristlerle tüfek çatsınlar. Bize sökmez, bize fark etmez. Milliyetçi Hareket’e diş geçmez, önüne geçilemez, hiçbir tehlike de bize hüküm süremez. Ne var ki hala bizimle uğraşıyorlar. Zira MHP’den çok korkuyorlar. Afişlerimizi toplatıyorlar. Yandaş mahkemeleri seferber edip demokrasiyi infaz ediyorlar. Sanıyorlar ki, 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk kepazeliğini unutturacaklar. Sanıyorlar ki, kaçak ve karanlık sarayı unutturacaklar. Sanıyorlar ki, Oslo’dan İmralı’ya kadar hıyanete kol kanat germelerini gözlerden uzak tutacaklar. Ancak biz ne haini unuturuz, ne hırsızı aklımızdan çıkarırız. Biz ne ‘Babacım’ diyen süfli sesleri unuturuz, ne de ‘parayı sıfırla’ diyen kısık sesleri hafızamızdan çıkarırız” diye konuştu.

Kendilerinin ne yıkımı ne de çözülme sürecini bir kenara koyacaklarını belirten Bahçeli, “Millet vicdanında afişe olmuş hiçbir rezilliği unutturamayacaklar. Unutursak bunu millete anlatamayız. Unutturursak bunu tarihe izah edemeyiz. Durmasınlar devlet gücünü üstümüze salsınlar. Durmasınlar kumpasla, komployla, algı operasyonlarıyla, hileyle, desiseyle, kara propagandayla ve en iğrenç istismar yöntemleriyle akıl çelmeye kalkışsınlar. Ne yaparsa yapsınlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kursaklarından çıkaracağız. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar, girdikleri deliklere kadar iz sürüp, araya araya bulup alayını birden adalete teslim edeceğiz. Erdoğan çirkefe yatmasın. Davutoğlu ucuz figüranlık yapmasın, zalim yamaklığına, saray hizmetkarlığına özenmesin. Türk milletinin kahrından ve azabından, Milliyetçi Hareket’in elinden ve nefesinden bunların kaçışı ve kurtuluşu yoktur. Erdoğan ve Davutoğlu korkudan ne yapacaklarını şaşırmışlardır. AKP’nin dibe doğru inişi ikisini de telaşlandırmıştır” dedi.

-“GÜCÜN YETİYORSA YÜZBİNLERE KELEPÇE VUR”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uşak’ta yaptığı açılışı “kanunsuz miting” olarak nitelendiren Bahçeli mitingden önce Bozkurt işareti yapan bir kadının “şerefsizce” gözaltına alındığını ve sorguya çekildiğini hatırlattı.

“Erdoğan’ın tetikçileri, parti binamıza, sanki herhangi bir terör örgütünün hücre evine baskın düzenler gibi saldırmışlardır” diyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

“Bu mütecaviz hareketin tarafı olanların 7 Haziran’dan sonra haddini bildireceğiz. Erdoğan’ın, Bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP alerjisine, MHP nefretine de uzun zamandır şahidiz. Milliyetçiliği ayaklar altına alacak kadar kimliksiz olduğu da malumumuzdur. Madem Bozkurt işaretine Erdoğan tahammülsüzdür, madem çakal hükmünü geçireceğini zannetmektedir. O halde, hodri meydan. Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum; gelsin Kazlıçeşme’ye baksın, yüzbinlerce Bozkurt işareti yapan Türkiye sevdalısı kardeşimi görecektir. Savunmasız bir hanımefendiyi zorla ve mevcutlu emniyete götürmek namertliktir, haysiyetsizliktir. Erdoğan’a sesleniyorum, hadi koruma polislerini buraya da gönder. Hadi yandaş savcı ve hakimlerini buraya da görevlendir. Gücün yetiyorsa yüzbinlere kelepçe vur, mahkemelere çıkar. Aklın kesiyorsa, Kazlıçeşme’deki Milliyetçi-Ülkücü inanmışlığı adliyelere götür. 17-25 Erdoğan haydi korkma; mertsen, yiğitsen, delikanlıysan ajanlarını aramıza yolla, hepimizi fişlet. ‘Kafatasçı’ olarak suçladıkların buradadır. Irkçı gördüklerin buradadır. ‘Faşist’ dediklerin buradadır. ‘Fatiha bilmeyenler, morg bekçileri’ diyerek hakir gördüklerin seni beklemektedir. Biz yürüyoruz, acaba sen nerede siniyorsun? Biz yürüyoruz, acaba sen nerede fitne planları yapıyorsun?”

-“ÖNCE ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLMAYI ÖĞRENECEK”-

 “Diyorlar ki, Cumhurbaşkanı’na hakaret ediliyormuş. Bu da yasalara aykırıymış. Biz bir Cumhurbaşkanı’na hakaret etmeyiz. Böyle bir yanlışın içine elbette düşmeyiz. İlke ve ülkülerimizin esasında, gelenek ve siyasi duruşumuzun temelinde devletin başıyla kamplaşmak ve kavga etmek yoktur. Fakat ilk önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek, Cumhurbaşkanı gibi davranacaktır. Muhaliflerine gelince ‘hukuk’ diyen, kendisine gelince ‘guguk’ anlayan Erdoğan, ya Cumhurbaşkanı ya da Cumhur çıbanı olacaktır. Recep Tayyip Erdoğan ‘halkın oyuyla geldim’ diyorsa, öncelikle üzerine aldığı, omuzladığı milli iradeye hürmetle mükelleftir. Erdoğan ne söylerse misliyle onu duyacaktır. Yasa dışı yollardan siyasete ayar ve istikamet vermeye devam ettikçe gözümüz üstünde, nefesimiz ensesinde olacaktır. Parlamenter sistemi mayınlamaktan kesinlikle uzak duracaktır.

PKK’yla yaptığı başkanlık pazarlığından pişmanlık duyacaktır. Taşıdığı görevin saygınlığına layık olacaktır. Korsan mitingler düzenleyip muhalefetle söz düellosuna girmeyecek, Başbakanlığı panayıra, kendisini cambaza çeviren Davutoğlu’ndan rol kapmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne iftira atmayacak, çelme takmayacaktır. Adam gibi Cumhurbaşkanı olacak, yerini-yurdunu bilecektir. Anayasa’nın çizdiği sınırlardan taşmayacak, yetki ve görev sahasını ihlal etmeyecektir. Dahası şeref ve namus üstüne ettiği yemini çiğnediğinden milletin affına sığınacak, özürler dileyecektir. Şayet çekineceği bir hal yoksa, eksiği gediği bulunmuyorsa ve kendisine güveniyor, Bilal’ine kefilse, millete küfreden havuzculara inanıyorsa, 17-25 Aralık’tan dolayı mahkemeye çıkıp aklanmanın yollarına bakacaktır.”

-“BİZANS’IN SON KALINTILARI”-

Dün İstanbul Yenikapı’da fetih şöleni yapıldığını belirten Bahçeli, “Artık Erdoğan ve Davutoğlu kürsülerde birlikte düet yapmaya başlamışlardır. Cumhurbaşkanlığını başkanlık için kuluçkaya çeviren Erdoğan, fetih şöleninden ziyade devlet imkanlarını seferber ederek, okul çağındaki öğrencileri dahi alet ederek AKP’nin mitingi yaptırmıştır. Hukuk bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Kuvvetler ayrımı, Cumhurbaşkanlığı makamının ağırlığı bir kez daha ağır yara almıştır. Erdoğan seçimlere çok az bir süre kala seyyah gibi dolaşmaktadır. Davutoğlu ise sarayın kapısına bağlıdır ve etkisiz, sıfır hükmündedir. ‘Yeniden Diriliş, Yeniden Yükseliş’ adı altında yapılan sözde fetih şöleni bir defa İstanbul’u yok saymaktır. Fethe katılan ecdadımızın kemikleri sızlatılmıştır. Erdoğan dirilişe değil, düşüşe; yükselişe değil alçalışa hizmet edecek kadar kötürümleşmiştir. İstanbul’un 562 yıllık fetih ruhu siyasi hesaplara kurban edilmiştir. Açık açık söylüyorum, bu nankörlük ve nimet bilmezliktir. Bizans’ın son kalıntıları, tekfurların son neferleri neyin fethini kutlamaktadır? Müslüman kanını dökmek, varlığımızı tüketmek, Anadolu’daki mevcudiyetimizi dinamitlemek için asırlardır vahşet planları yapan Vatikan’a özenen, Vatikan’ı örnek gösteren Erdoğan, neye ve kimlere hizmetle görevlidir? Papa’yı Diyanet İşleri Başkanı’yla mukayese edecek kadar manevi kıyım yapan, Efendimizin kutlu tebliğine kast eden Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet’in mirasını ne hakla, hangi yetkiyle siyasileştirmektedir? Şölen neyin dirilişi, neyin yükselişi, kimin pazarlamasıdır? Erdoğan İstanbulluyu ne zannetmektedir? Erdoğan fetih tanımı yapmış, ama çuvallamıştır. Üstelik fethi yanlış anladığı gibi, Fatih’i de tanımamıştır. Tarihimizde nice zapt ve fetih hareketinin kahramanı vardır, fakat hiçbirinin adı ve has ismi fatih değildir. Fetih bir aydınlıktır, milli ahlakla parlayacaktır. Fetih bir inanç ve ülkü işidir, sapkınlar, maneviyattan sapmışlar bunu anlamayacaktır. Fetih için samimiyet ve sadakat lazımdır, yalan korosunda, şer ve şirk ittifakında yer alanlar bunu göremeyecektir.

Fetih için mangal gibi yürek, çelik gibi bilek, kaya gibi irade şarttır; bir avuç eşkıyanın gönlünü almak için takla üstüne takla atan açılım ve çözüm lobisi bunu kavrayamayacaktır.

Yıkımı rehber ve amaç edinenlerin fetihten bahsetmesi yalnızca sahtekarlıktır” ifadelerini kullandı.

-“TÜRKMEN CEPHESİ NET İFADELERLE YALANLAMIŞTIR”-

 Başbakan Davutoğlu’nun Ankara Mitinginde “gaflete düştüğünü” ve kendilerine devlet dersi vermeye kalktığını kaydeden Bahçeli, “Suriye’deki terörist gruplara silah sevk eden bir işbirlikçinin ve savaş çığırtkanının haddi değildir. Davutoğlu MİT TIR’larıyla ilgili fotoğraflara ‘casusluk’ diyor. Erdoğan bunun hesabını soracaklarını ifade ediyor. Dahası ikisi birden MİT TIR’larıyla Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlere yardım götürüldüğünü açıklıyorlar. Oysaki gerçekler tamamen farklıdır ve bu asılsız iddiayı Suriye Türkmen cephesi net ifadelerle yalanlamıştır. Sayın Davutoğlu, gazete ilanlarıyla Başbakan aransa senin gibisi bulunamayacaktır. Şimdi doğruyu söyle, kimin silahlarını, hangi odaklara vekaleten ve nerelere taşıyordunuz? Selefi gruplarla bağ ve bağlantınız tam olarak nedir? Türkmenlere yardım ettiniz de elinizi mi tuttuk? Türkmenlere şefkat ve merhamet konvoyu hazırladınız da önünüze mi geçtik? Siz kim, Türkmenlere yardım etmek kimdir?

Davutoğlu devletin haysiyet ve itibarını iki paralık etmesinin altından nasıl kalkacaktır? ‘TIR’ların durdurulmasından sonra Türkmenler büyük kayıplara uğradı’ diyen Davutoğlu, soydaşlarımız yıllardır mezalime uğruyor, Türkmeneli kan ağlıyor, haberin var mı? Sıkıştılar mı hemen, ‘Türkmenlere yardım gönderiyorduk’ bahanesine saklanan Erdoğan ve Davutoğlu’na sorarım; Kerkük’te, Musul’da, Telafer’de, Tuzhurmatu’da Türkmenler katliama maruz kalırken nerelerdeydiniz? Kimin sıra gecelerinde sazlı sözlü eğlencelere dalmıştınız? Hangi ajan-provokatörlerin himayesindeydiniz? Türkmen kanı eline bulaşan Barzani’ye hangi maksatla silah gönderiyordunuz? PKK’yı Kobani’ye geçirirken hiç mi arlanmıyordunuz? Amacınız daha fazla Türkmen’in ölmesi, daha fazla Türkmen’in işkence ve zulüm görmesi miydi? MİT TIR’larıyla insani yardım malzemesi gönderiyorduk dediler, ancak TIR’dan, Erdoğan, Davutoğlu, bölgesel terör örgütleri, vahşet planları çıktı. Türkmen açtır, açıktadır, yoksuldur, feryat etmektedir; bu tükenmişler, ‘veren el’ olduk diyerek böbürlenmektedir. Sayın Başbakan, kimlere ne verdiğinizi, kimlerin kılıcını salladığınızı açıklamazsan, dürüstçe konuşmazsan kazanacağın yeni sıfatlarla Serokluğu bile çok ararsın. Davutoğlu casusluk hezeyanını bıraksın da, gizemli TIR’lardaki silahları açıklasın” dedi.

    :

    :

    :

    :

    "Bahçeli: 'Önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek'" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete