Dil devrimi

29 Aralık 2014 - 11:22
Türkçe o kadar zor bir dil ki. Bazen Türkçe düşününce ne düşündüğümü kendim bile anlamıyorum. Aynı zorluğu İngilizce, Japonca ve İspanyolca düşünmeye çalışınca yaşamıyorum. Bu köşe yazıları için bana gelen okur yorumları gösteriyor ki ne ben düşündüğümü anlıyorum, ne anladığımı yazabiliyorum, ne de okurlarım okuduklarını anlıyor, anladıklarını ifade edebiliyorlar. Yani durum hiç fena değil. Neden mi?

Çünkü anlamak bir yanılgıdır. Dilimiz bunu aşıyor. Batı anlayarak ve anlatarak yaşamak gerektiğine saplanıp kalmış. Oysa Türkiye'de buna bizim hiç ihtiyacımız olmadı. Tabi böyle bir ihtiyaç var sandık. Sonra Latin alfabesi, eğitimin yaygınlaştırılması, üniversiteler derken bir de baktık Türk dili gelişmiş dallanmış ve budaklanmış. Ama bunlar olurken eski liderlerimiz halk düşünüyor, yazıyor ama ne yazdıklarını, söylediklerini, düşündüklerini anlıyorlar mı diye sormamışlar. Aslında haksızlık ediyorum. Tam olarak ne düşünmeleri gerektiğini anlamayan vatandaşlar tespit edilmiş ve cezalandırılmıştır ülkemizde uzun zamandır ama düşünce suçları bugüne kadar okullara kadar inmemişti. Onu yeni Türkiye ile gördük çok şükür.

Evet bir devrim yaşıyoruz. Artık tarihimiz ve kültürümüzle yüzleşme zamanımız geldi. Türkçe'nin zorluğu nedeniyle ne düşündüğümüzü tam olarak anlamadığımızı kabul etmeli ve özür dilemeliyiz. Biz bu olgunluğa artık eriştik. Bir dil açılımı şart. Ülkemizde fazla özgürlük var ve dilin zorluğu da kafaları zorluyor. Düşünün bir kere özgürsünüz ama diliniz o kadar zor ki doğru düşünceler gelmiyor aklınıza. İşte bu noktada bireysel mücadele zor. Çünkü Cumhuriyet'le insanlar özgür düşünmeye başladılar ama doğru düşünmeyi beceremediler. Neyse ki artık suçluyu biliyoruz: Türkçe.

Peki çözüm ne? Bu köşe olmasa çaresiz kalacağız. Ama ben okurlarıma umut vermek için buradayım. Bence çare dil yerine iman. İman nasıl sağlanır. Biat ederek. Öncelikle hükümetimize güzel düşünceleri yaymakta büyük görev düşüyor. Bize düşen de bu güzel düşüncelere biat etmek. Dilimiz bu kadar zor iken, sırf dil kullanmadan televizyon, radyo, meydanlar ve diğer telekinezi araçları ile aklımıza güzel düşünceleri sokmalıyız. Bunda da fasikül veya çipleme metodunu öneriyorum. Fasikül fasikül kim nerede, ne zaman, ne düşünmeli bu sade bir şekilde anlatılıp, kalpten kalbe ezberlemek sureti ile yayılır. İman etmeyi çocuklarımıza aile içinde nasıl öğretiyorsak, anlamaya gerek kalmadan öğrenmeyi de halkimıza öğrenebiliriz. Tabi itiraz eden, kendi başına düşünmek isteyen vatan hainleri çıkacaktır. Onlar için yasal önlemler alınmalı.

Türk dili çok zor olduğu için aslında dil ile düşünme işini, düşünme işini çok iyi bilen liderlerimize bırakmalıyız. Bu bugün bir hayal değil. Liderlerimiz neyi, nerede, nasıl ve ne zaman düşünmemiz gerektiğini artık bize söylüyorlar. Bu nedenle düşünce suçlarının git gide azalacağına eminim. Aslında halkımız kötü değil, dilimiz çok zor ve cumhuriyet ile biz güzel düşünmeyi unutmuşuz. Oysa Osmanlı'da herkes güzel düşünüyordu. Nerede o eski günler.

Ama geç değil. Büyük devrimler küçük adımlarla başlarlar. Biz de bu devrime bence kadın sorunsalı ile başlayalım. Çünkü hem dilimizde, hem dinimizde, hem de ülkemizde kadın tam bir sorun. Evet bununla mücadele için kadın sorunları bakanlığı bile açıldı. Ama sayıları hala çok kadınların. Artık çok şükür çoğu kapandı ve biz onları sokakta görüp seks düşünmüyoruz. Ama kapandıkları halde evden dışarı çıktıkları oluyor ve oldukları yerden hala konuşuyorlar. Üreme gücünü ellerinde tuttukları için aslında bir nevi soy lobisi, üreme paralel yapısı şeklinde davranıyor kadınlar ülkemizde maalesef. Dilimizde de bir yozlaşma nedeni kadınlar. Şimdi birçok kelime var bu konuda kafamızı karıştıran. Kadın, kız, bayan, hanım. İşte bunlar hep sorun.

Devletimize düşen görev kadınları tam olarak yok edemeyeceğimize göre, ki çocukları kim yapacak, onlar olmasa kim ülkemizin iffetini örtünerek koruyacak, en azından kadın konusunda ne düşünmek lazım liderimiz bu konuya bu sıralar önemli anlamda el attı. Tam olarak kadın sorununu fiziksel olarak ortadan kaldırmasak da en azından dilimizde küçük devrimlerle kadından bayana nasıl geçeriz bunları ciddi anlamda düşünmemiz lazım. Kadın sorunu bir günde çözülecek bir sorun değil ama dil devrimine başlamak için iyi bir nokta. Çünkü ülkemizin erkeksi imajını dünyaya duyurmak için maalesef elimizde yeterince yakışıklı erkek yok. Kadınları en azından geri plana çekersek, ve yine en azından dil devrimi ile biraz bayan falan diyerek yardımcı pilot, muavin koltuğuna alırsak, daha fazla hicap duymayız. En azından derler ki tamam adamlar çirkin ama bak kadınları nasıl dize getirmişler, bakın kadınlar nasıl biat ediyor. Demek ki var bir hikmet bu Türk erkeklerinde. Çirkin şansı falan işi yürütürüz. İşte ben bu kudreti Yeni Türkiye'nin damarlarındaki kanda görüyorum.

    :

    :

    :

    :

    "Dil devrimi" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI