Köy Enstitüleri neden karşı devrimin ilk hedefiydi?

19 Nisan 2016 - 06:00
Köy Enstitüleri, -kırsalda yaptığı saymakla bitmeyecek maddi ve manevi katkıların dışında- bin 398'i kadın, toplam 17 bin 342 öğretmen, 7 bin 300 sağlık memuru ve 8 bin 756 eğitmen yetiştirmiştir...
 
Öyle bir projedir ki, Köy Enstitüleri, kapatılmasa ve ardıcı toprak reformu gerçekleştirilmiş olsaydı, emin olun bugün, huzurlu, refah dahası kuzey Avrupa ülkeleriyle yarışan bir bir ülkede yaşıyor olurduk...
 
Zaten tam da bu nedenle Köy Enstitüleri kapatılmıştır. Köy Enstitüsülerinin kimler tarafından istenmediğine anlamak için, yasasının kabülü sırasında, TBMM'inde neler yaşandığına bakmak gerekir. Yasa oylanırken o dönemde tek parti yönetimi olduğu için CHP'nin 426 Milletvekilinden 148'i oylamaya katılmadı. Bu katılmayanlar, aralarında Celal Bayar ve Adnan Menderes'in de bulunduğu sonradan DP'yi kurup katılacak olan milletvekilleriydi. 
 
Yani DP'de vücut bulan karşı devrimci, yobaz ve feodal güçler, tavırlarını daha işin en başında Köy Enstitüleri Yasası'nın kabulü sırasında belli etmişlerdi...

Bu güçler, Köy Enstitüleri kurulduktan sonra da aleyhte propoganda yapmaya devam ettiler. Çünkü bu aydınlanma ışığı yanmaya devam eder ve hele, hele ardından bir de toprak reformu yapılacak olursa, Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri, feodal, yobaz düzenlerinin yıkılacağını biliyorlardı. 

Çünkü, Köy Enstitülerinden yetişen gençler, öncelikle Kemalist ideolojinin yılmaz neferiydiler. Bu nedenle, Bilime önem veriyorlar. Şeyh ve şıhların eteklerini öpmedikleri, Ağaların önünde baş eğmedikleri gibi, feodal sistemi ve köylünün fakirliğini sorguluyorlardı. Hak hukuk aramaya başlıyorlardı. Nihayet, feodal-yobaz düzene karşı baş kaldırıyorlardı.

Toprak ağası, Eskişehir Milletvekili Abidin Fotuoğlu, 1943 yılında yaptığı konuşmasında , "Bunlar  (Köy Enstitülerinden mezun olan gençler) yetiştiklerinde bizim kafamızı keserler” diyecektir. 

Nitekim, CHP “Çiftçiyi Topraklandırma” adlı yasa taslağını TBMM'ne getirdiğinde, feodal-yobaz (Toprak Ağası, Şeyh, Şıh takımı) Milletvekilleri istifa edip, Demokrat Partiyi kurdular. 

Köy Enstitülerine olan muhalefet yani karşı devrimcilik sadece DP içinde yoktu ne yazık ki! CHP içindeki gerici güçler de Köy Enstitülerine karşı çıkıyorlardı. 

Bunlardan birisi olan CHP Milletvekili ve toprak ağası Kinyas Kartal, yıllar sonra, Köy Enstitülerinin neden kapatıldığını şu sözleriyle anlatacaktı:

“Köy Enstitüleri, bizim devlet üzerindeki gücümüzü kaldırmaya yönelikti. Bunu içimize sindiremedik. Benim Van yöresinde 258 köyüm var. Bunlar devletten çok bana bağlıdırlar. Ben ne dersem onu yaparlar. Ama köylere öğretmenler gidince benim gücümden başka güçler olduğunu öğrendiler. DP ile pazarlığa girdik, kapattık"
 
İnönü, ne yazık ki bu karşı devrim baskılarına dayanamayarak, 8 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı yapan ve İsmail Tonguç ile birlikte Köy Enstitülerinin mimarı olan  Hasan Ali Yücel'i Ağustos 1946'da görevden alarak yerine Reşat Şemsettin Sirer’i getirdi. Ayrıca yine Ağustos 1946'da 4 yıldır Başbakanlık görevini sürdürmekte Olan Şükrü Saraçoğlu yerine Recep Peker'i getirerek karşı devrimin önünü açtı.

Yeni Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer, 1947 de, “Tüm Köy Enstitülerinin kuruluş özelliklerinin ortadan kaldırıldığını, bu okulların sıradan bir köy okulu olduğunu“ söyleyerek, ilk hamleyi yaptı. 1950 seçimlerinde iktidara gelen Demokrat Parti de 27 Ocak 1954 de 6234 nolu yasa ile de Köy Enstitülerini tamamen ortadan kaldırdı... 

Böylece Kemalist Devrime kesintiye uğratıldı ve giderek şiddetlenen karşı devrim hamleleriyle (özellikle eğitim, gerici-yobaz cemaat ve tarikatlara verilerek) ülkemiz bugünkü noktaya getirildi...
Son araştırmalara göre, halkın sorunlar sıralaması, 1-Terör, 2 Ekonomi, 3- Eğitim, 4- İşsizlik... diye gitmektedir.  Ancak aslında en önemli sorun, Eğitimdir. Bir ülkede Eğitim iyi olursa, ekonominiz de iyi olur, huzur da gelir. Öte yandan Eğitimi ele geçirirseniz, o ülkeyi istediğiniz gibi yönetebilirsiniz...
 
Aydınlığı, bilimi sürekli karalayarak, cehalete ve cahilliğe methiyeler düzme ve hatta kutsama çabalarının nedeni budur.
 
Sonuç olarak, Bin yılın lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi, "Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder
 
Yani, ya eğitim ya ölüm! 

    :

    :

    :

    :

    "Köy Enstitüleri neden karşı devrimin ilk hedefiydi?" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete