KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ | Burcu Oral Evren 

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'daki 13. İslam Zirvesi'nde aidatlar ve bağışlar hakkında yaptığı açıklamalarla şaşırttı.  Hiçbir uluslararası toplantıda görülmemiş bir yöntem deneyerek, üye ülkeleri İİT’ye bağış yapmaya çağırdı. Destek alamadı... Aidatlarını ödemeyen ülkeleri de afişe etti... Bu davranışın arkasında ne yatıyordu sizce? Amacına ulaştı mı?

"ERDOĞAN APARTMAN YÖNETİCİSİ GİBİ AİDAT ÖDEMEYENLERİ İFŞA ETTİ"

Kamuoyunda bu konu gündeme geldi ve gerçekten de gülünç bir manzara olarak değerlendirildi. Erdoğan'ın bir apartman yöneticisi gibi aidat ödemeyenleri ifşa  eden bu tutum içine girmesi, siyasete bakışını da ortaya koydu.  Erdoğan'ın ülkeyi bir apartman yöneticisi gibi yönetme anlayışında ısrar edişi, her konuşmasında kendini ele veriyor.

" İSLAM KONFERANSI'NA HARCANACAK HER KURUŞ DİNEN HARAM"

İslam Konferansı, islam ya da müslümanların menfaatlerine yönelik bir örgütlenme değildir. Her gün insanların kafasının kesildiği selefi ve cihadist örgütlenmelerin kol gezdiği bu ortam ve o örgütler yine İslam  Konferansı ve İşbirliği Teşkilatı'nda  yer alan bazı ülkelerin hükümetleri tarafından açıkça desteklenmekte. Böyle bir  ortamda İslam Konferansı ve İşbirliği Teşkilatı'na harcanacak her kuruş, dinen haramdır ve israftır.  Bu konferans islam dünyasının problemlerini çözmek söyle dursun mezhepçi, bölgedeki tüm çatışmalarda tarafgir ve selefist terörü koruyan bir örgütlenmedir. Erdoğan bir apartman yöneticisi edasıyla bu örgütlenmenin aidatlarını toplama hassasiyetini ortaya koyarak dikkatleri dağıtmışsa da bu örgütlenmenin esas gündeme getirilmesi gereken yönü bölgedeki farklı mezhepsel görüşlere yönelik subjektif tavrıdır. Erdoğan'ın İslam Konferansı toplantısının mezhepçi, ayrımcı, inkarcı ve terörü destekleyici tutumunu masaya yatırmak zorundayız.

- IŞİD sonunda yayınladığı videolara Türk tankının vurulmasını da ekledi... Türk tankı vuruluyor, Kilis'e her gün füze düşüyor... İnsanlar, çocuklar yolda yürürken, evinde otururken ölüyor... Yani savaş var... Ama kimsenin umrunda değil sanki... İktidar saklarken, muhalefet de sessiz kalıyor yaşananlara... Siz üzerinize düşeni yapıyor musunuz?

"KİLİS'E DÜŞEN BOMBALARI GÖRMEZDEN GELİYORLAR"

Kilis'e düşen bombalar ve Türkiye'de yaşanan IŞİD eliyle gerçekleşen terör saldırıları çok ciddi anlamda görmezden gelinmektedir.  Kilis'e düşen bombaları; Mersin'deki özel hastanelerde  tedavi edilen cihatçılardan, El- Kaide'ye sarin gazı taşıyanları serbest bırakan savcılardan, MİT tırları ile sevk edilen silah ve mühimmatlardan, 'IŞİD bizim müslüman kardeşimizdir' diye açıkça tutum belirtip, IŞİD'in Türkiye  emiri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ebu Hanzala'yı serbest bırakan savcılardan, Şile Ömerli de cihat çağrıları ile toplanan binlerce selefiydi görmezden gelen istihbarattan bağımsız okuyamayız. Hepsi bir bütününü parçasıdır.

ERDOĞAN'IN HANGİ DANIŞMANI, MİT RAPORUNDA...

IŞİD, AKP'nin bölgesel siyasetinin bir enstrümanıdır. Bu enstrüman sadece Türkiye'ye değil, bütün dünyaya zarar veren bir enstrümandır. Ben bu konuda onbinlerce sayfalık belgeleri kamuoyu ile paylaşabilecek bilgiye sahibim. Şimdi buradan  MİT Başkanı Hakan Fidan'a soruyorum;  2012 yılında Genelkurmay Başkanlığını bilgilendirmek için hazırlanan özel  istihbarat raporunda El- Kaide'ye silah temin ettiği iddia edilen hangi isimler, MİT tarafından rapora dahil edilmiştir? Şimdi soruyorum: MİT'in, Genelkurmay'a yönelik bu raporunda şu an Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlığını yapan herhangi bir isim var mıdır? Bu ismin ilgili raporda BEN ALİ, kod adlı El - Kaide militanı ile ilişkili olduğu iddia edilmiş midir?

"HAKAN FİDAN BU MİT RAPORUNU İNKAR MI EDECEK? O AÇIKLAMAZSA BEN AÇIKLARIM!"

Hakan Fidan, bu MİT raporunu inkar mı edecektir? Yoksa o ismi açıklayacak mıdır? Önümüzdeki günlerde göreceğiz ama o açıklamaz ise ben açıklayacağım. AKP'nin  geçmişte bütün terör örgütlerine yardım ve yataklık ettiğini, bugün kendilerinin terör örgütü diye kodladığı FETÖ'ye istediği her şeyi verdiği bir ortamda IŞİD ve El - Kaide'ye dönük ne kadar korumacı bir siyaset ürettiğini de çok yakından biliyoruz kimse kimseyi kandırmasın Kilis'e düşen her bombanın sorumlusu AKP ve AKP güdümündeki milli istirahat teşkilatıdır.

- Dokunulmazlıklar haftaya gündemde... Siz dokunulmazlıkların kaldırılmasına "hayır" diyeceğini ilk açıklayan isim oldunuz ama CHP Lideri Kılıçdaroğlu "kimse bedel ödemekten kaçmasın" diyor... Bedel ödemekten mi çekindiniz?

"TBMM ÇATISI ALTINDAKİ HERKESİN  DOKUNULMAZLIĞININ KALKMASI GEREKİR"

Ben milletvekili olmadan önce doğruları çok yüksek sesle haykırmış biriyim. Hayatımda hiçbir davadan korkmadım. Hiçbir davanın endişesini taşımam. Hiçbir davada oluşabilecek sonuçları hesaba katarak söz söylemedim. Allah'a çok şükür geçmişimde bunu çok iyi ortaya koydum. Dokunulmazlıklarla ilgili yaptığım açılmayı da kendimle alakalı değil sürecin politik sonuçlarıyla alakalı yaptım. Hatta kendi fezlekelerimle alakalı bizzat Meclis'e dokunulmazlığımın kalkması için başvuru yapacağımı da ifade ettim. Bu maddenin anayasa aykırı olduğunu, demokrasiye yönelik bir suikast girişimi olduğunu, esas amacın Başbakanlık sistemini getirmek olduğunu, bu maddenin bunlara hizmet etiğini, kesinlikle dokunulmazlıkları kaldırmadığın sadece fezlekesi olanları yargıya havale ettiğini o açıklamamda çok net şekimde ortaya koydum.  Bu konuda en ufak bir fikir ayrılığımız yoktur. Bu sürecin kapsamıyla ilgili Genel Başkanımızın son yaptığı çağrı önemlidir. Başbakan ve Bakanların da yargılanabilmesi gerekir ve TBMM çatısı altındaki herkesin dokunulmazlığının toplu şekilde kalkması gerekir. Dolayısıyla ilk gün ne söylediysem aynen o istikametteyim. Bu konuda çok derin bir fikir ve görüş ayrılığımız yoktur.

karsigazete.com.tr