Onur yürüyüşü

6 Temmuz 2015 - 23:00
Bu hafta Londra'da Onur Haftası. Bugün de Onur Yürüyüşü var. Tüm onurlu insanlar toplandık gidiyoruz. Ben her sene sessiz sakin kendim giderim. Bu sene herkesi aradım gelin benimle diye ama hepsi işinde gücünde tanıdıklarımın. Herkes benim gibi gece kuşu, gündüz neşesi değil. Onur yürüyüşüne geldim, yürüyorum. Bu senenin teması kahramanlar. Kendimi kahraman gibi hissetmesem de düşünmeden duramadım. Ben nasıl bir kahraman olmak isterdim diye. Herhalde en iyi anti-kahraman olur benden. O nedenle temaya uygun salaş anti-kahraman kıyafetimle katılıyorum bu seneki yürüyüşe.  

Zorunlu heteroseksüelliğe ve onun şiddet mekanizmalarına karşı bir toplu ayaklanmanın mirası onur yürüyüşleri. Onun için iki elim kanda olsa da katılıyorum. Çünkü sevgi ve cinselliğin binbir rengi, bağnaz ve sıkıcı heteroseksüel kalıplara sıkışıp kalacak kadar ucuz değil. Heteroseksüellerin bile zorunlu heteroseksüel baskılardan kurtularak özgürleşeceğine inananlardanım. Onun için bu yürüyüş özgürlük ve eşitlik isteyen herkese açık. 

Adı üzerinde onur yürüyüşü bu, gurur veya kibir yürüyüşü değil. Bir nevi Gezi Park coşkusu geliyor insana. Farklıyım ama yalnız değilim diyorsunuz senede bir gün de olsa. Başkaları da var. Onur yürüyüşünde özgürlük, eşitlik, açıklık, hak ve adalet arayışı gibi güzel ilkeler var, yaşama bağlılık, birliktelik, sevgi, yoldaşlık var. Göğsünüz kabararak yürüyorsunuz. Bakın ne günlere geldik. Bizi yenemediler. Kalbimiz kurumadı diyorsunuz. 

Bunlar güzel hisler ama hala sorunlar devam ediyor cinsel kimliği toplumsal cinsellikten farklı olanlar için. Evlilik hakkı gibi doğal bir hakkın bile tanınması daha ne kadar yeni Avrupa ve Amerika'da. Evlilik daha yolun başı. Eğitimde müfredatın nefret söyleminden temizlenmesinden, toplumsal cinsiyet repertuarının genişlemesine kadar, çalışma hayatında açılmadan aileye açılmaya kadar birçok sorunla karşı karşıya LGBT bireyler. Faşizan kültürel kalıpların ve şiddet söylemlerinin hedefinde kalmaya devam ediyor LGBT hakları ve özgürlükleri. 

Yürüyoruz da ne oluyor dedirtiyor insana maruz kalınan bunca şiddet, ayrımcılık ve baskı. Yasal ve toplumsal kazanımlar da var elbet bahsettigim gibi LGBT hareket sayesinde. Ama hala hepimiz Oscar'lık oyunculara taş çıkartacak ajanvari hayatlar kurup yaşamak zorunda kalıyoruz kendimizi korumak için, her ne kadar tercihimiz dürüstlük de olsa. Üstelik de bizim utanmamız bekleniyor hayatlarımızın aldığı bu kaçmalı göçmeli durumdan. 

Bu kadar susturulmuşluk, yalan dolan içinde kendimize olan saygımızı nasıl koruyacağız? Düşünmemek bir çözüm her zaman. Ama direniş de güzel bir çözüm olabilir. Ayrıca bu esaret zincirini kırmanın ve onurlu davranmamızın vakti gelmedi mi? En azından kendi korkularımızı yenerek başlayalım direnişe. George Micheal'ın şarkısında dediği gibi 'Haydi! Dışarı, güneşe çıkalım'.

    :

    :

    :

    :

    "Onur yürüyüşü " hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete