"Tutuklama kararı devletin çıkarlarını da ihlal ediyor"

Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Özgür Mumcu bugünkü yazısında gazeteci tutuklamalarıyla ilgili ;"Sonunda herkesin kaybedeceği bu saçma oyunda ısrar herkese kaybettirir." dedi.
Mumcu yazısında geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Altın Portakal Film Festival'inde ödül alan  yönetmen ve oyuncularının yaptığı konuşmaya ve yandaş yayın kuruluşu olan ahaber'in uyguladığı sandüre değindi.

İşte o yazı:

Antalya Film Festivali’nin ödül törenini izlediniz mi? Töreni iktidara yakınlığıyla meşhur Ahaber kanalı veriyordu. Törende ana ödüllerin çoğunu bu senenin çok konuşulan filmi Sarmaşık topladı.

Filmin yönetmeni Tolga Karaçelik, toplam üç defa kaldırdığı ödüllerden ilkini almaya geldi. Teşekkür konuşmasında aldığı ödülü Can Dündar ve Erdem Gül’e hediye etti. 

Kendi ifadesiyle konuşması beklemedikleri yerden gelince, tam “Onlar içerideyse biz de içerideyiz, onlar dışarıdaysa biz de dışarıdayız” derken rejide bir panik. Hop, görüntü törenden alındı, törenin düzenlendiği binayı kuşbakışı görmeye başladık. Kısa bir konuşmaydı, Karaçelik’in sesini kesemediler. 

Aksi gibi, en iyi oyuncu ödülünü de Sarmaşık filmindeki rolüyle Nadir Sarıbacakalmasın mı? O da çıktı toplumsal gerginliğe karşı uzlaşmanın, muhabbetin öneminden dem vuran bir konuşma yaptı. Fakat ne olur ne olmaz diyen, sütten ağzı yanmış kanal bu defa hem töreni göstermeyi bıraktı hem de Sarıbacak’ın konuşmasını kesti. 

Fakat Sarmaşık iyi bir filmdi ve bu defa Tolga Karaçelik en iyi yönetmen ödülünü almak için sahnedeydi. Yönetmen, Antalya Belediyesi başkanına ve festival organizasyonuna teşekkür etmek istiyordu. Konuşması kesilmesin diye Ahaber’e“Vallahi kötü bir şey söylemeyeceğim, kesmeyin” demek zorunda kaldı. Haklarını yemeyelim, bu defa kesmediler. 

Tutuklanan iki gazetecinin isminin anılmasına bile bu denli bir alerji var. Korku öyle bir raddeye varmış ki sohbetten muhabbetten bahseden memleketin en yetenekli oyuncularından birinin altmış saniyelik teşekkür konuşmasına bile tahammül edilemiyor. 

Sarmaşık aldığı ödülleri hak eden bir film. Bir gemide sıkışıp kalmış denizcilerin haleti ruhiyesini giderek artan bir gerilimle başarıyla aktarıyor. Daha da önemlisi gitmeyen bir geminin kaptanının işlevini sorguluyor. 

Bir devletin yönetimi de bir geminin yönetimi gibi rasyonel kararlar almak zorunda. Kararlar irrasyonelse gemi de memleket de karışır. 

Bir daha bu defa belki dinleyecekleri dilde söylemek gerek. 
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması hukuk kurallarıyla izah edilebilecek bir durum değil. 


Hukuka uymak rasyonel bir tercihtir. Birçok devlette devleti yönetenler buna bayıldıkları için değil, hukuka uymamanın ileride kendileri için de tahrip edici neticeleri olacağını bildiği için hukuka uyarlar. 

Hadi hukuku geçtik. Türkiye, Rusya’nın başlattığı psikolojik savaşın da desteğiyle adı sürekli olarak IŞİD petrolleri ve Suriye’deki cihatçılara destekle anılan bir ülke haline geldi. 

Bu ortamda Can Dündar ve Erdem Gül’ü yaptıkları haberler sebebiyle hukuka aykırı şekilde tutuklamak bu psikolojik savaşta, o savaşı yürütenlerin elini güçlendirir. 

Yani işin hukuka aykırılığı bir tarafa, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmaları“devlet çıkarları”na da aykırı. 
Devleti yönetenler asgari rasyonel karar alma kabiliyetini yitirmemiş olsaydı ilk fark edecekleri bu olurdu. 

Nasıl Ahaber’in telaşlı işgüzarlığı Tolga Karaçelik ve Nadir Sarıbacak’ın sesinin kısılmasına değil daha çok duyulmasına yol açtıysa, bu tutuklama kararı da iktidarın arzusunun tam tersi bir netice doğuruyor. 

Hukuku geçtik, tutuklama kararı devletin çıkarlarını ihlal ediyor. 
Kaptan rasyonel kararlar alamazsa gemi karışır. 

Bu da ne kaptanın, ne mürettebatın, ne de geminin yararınadır. 
Sonunda herkesin kaybedeceği bu saçma oyunda ısrar herkese kaybettirir.


YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...

    :

    :

    :

    :

    ""Tutuklama kararı devletin çıkarlarını da ihlal ediyor"" hakkında Tweetler

    DİĞER MEDYA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete