Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktığı Afrika gezisinde Ülkemizi Fildişi, Nijerya, Gana ve Gine ile stratejik ortak yapıp yüreğimizin yağlarını erittikten sonra döndü. Ve ayağının tozuya Yeşilay Haftası dolayısıyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Tarih kitaplarını karıştırdığınızda maalesef, Atatürk Orman Çiftliği’nde ellerine bira şişeleri tutuşturulmuş çocuk fotoğrafları görürsünüz” dedi.
Erdoğan iki yıl önce de yine Yeşilay Haftası'nda benzer şeyler söylemişti: "Tek parti iktidarı döneminde, alkol teşviki o kadar abartılı bir propagandaya dönüştürülmüştür ki, lokantalara afişler asılmış, alkolün ne kadar faydalı olduğu anlatılmıştır. O dönemde, alkollü içkilere adeta 'halis gıda süsü' verilmek istenmiştir. Dahası, alkollü bir içki olan bira, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, yayınlanan bazı kitaplarda, (Hangi kitaplar?) maalesef, 'milli bir halk içkisi' olarak takdim edilmiştir. (Nerede, ne zaman?) Halbuki bizim milli içkimiz ayrandır.
FOTOĞRAFLAR ELİMİZDE
O kadar ki, bazı aileler, sağlığa faydalı diye lanse edilen birayı, besleyici olduğu gerekçesiyle ilkokul çağındaki çocuklarına, evlatlarına içirmeye başlamışlardır. Ankara'da, Atatürk Orman Çiftliği'nde, çocuklara, adeta süt gibi, meyve suyu gibi alkolü içkiler içirilmeye başlandığını gösteren fotoğraflar elimizde var" demiş...
Bu iddiayı Derûnî "Tarihçi"(!) Mustafa Armağan da dillendirmişti. Bu zat, Cumhuriyet ve Atatürk hakkında ipe sapa gelmez, yalan ve iftira dolu iddiaları yazdığı dergi, kitaplarda ve katıldığı TV programlarda zaten hep yazıp söylemiş ve yazıp söylemeye devam etmektedir. Zaten bu iftiralarının hemen hepsi, kahve dedikodusundan ibarettir ve ne yazık ki bu yalancılar, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da kandırmaktadırlar. Yarın Sayın Erdoğan çıkıp, "Bu derin tarihçiler bizi kandırmışlar" derse şaşırmam...
Sayın Cumhurbaşkanı'nın "Atatürk Orman Çiftliği'nde, çocuklara, adeta süt gibi, meyve suyu gibi alkolü içkiler içirilmeye başlandığını gösteren fotoğraflar elimizde var" sözleri bana 143 Cuma (13 Cuma sonra tam 3 yıl olacak) geçtiği halde yayınlanmayan "Camiide içki içtiler. Elimizde görüntüleri var. Bu Cuma bu görüntüleri yayınlayacağız"(!) sözlerini hatırlattı.
Bu ve benzeri yalanları her duyduğumda aklıma Diktatör Hitler'in Propaganda Bakanı J. Goebbels'in "Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır. Büyük yalan, daha büyük yalan söyle... Bu yalanları tekrarla" sözleri gelir...
Gelelim. Cumhuriyet dönemindeki alkol tüketimi karşılaştırmasına... Aşağıdaki alıntıyı, yandaş a Haber'in sitesinden kopyalayıp yapıştırdım:
"Tüketiciler Birliği'nin yaptığı araştırmaya göre 2003 yılında 505 milyon litre alkollü içki satılırken, 2010 yılına kadar geçen 7 yıl içinde bu rakam 1 milyar 902 milyon litreye ulaştı"
Yani neymiş? Bırakınız Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarını, AKP Dönemi'nin ilk 7-8 yılında alkollü içki türetimi, neredeyse 3 katı artmış. 2010'dan sonra da Allah bilir ne kadar arttı?
Uyuşturucu ve madde bağımlılığında durum daha da vahim. Uzun uza diye istatistiklere boğmadan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2014 raporu haberinden bir iki cümle aktarayım:
"EGM raporunda, Türkiye'de uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığının 2014 yılında yüzde 17 arttığına dikkat çekildi. Son dönemlerde gündeme gelen bonzai kullanımı ise yüzde 38 arttı. Raporda, 2014 yılında 648 kişinin doğrudan veya dolaylı olarak uyuşturucuya bağlı hayatını kaybettiği yer alırken bir diğer korkunç gerçek ise 13 yaşında bir çocuğun uyuşturucudan ölmesi"
Sonuç olarak alkol tüketimi ve madde bağımlılığı iktidarın döneminde misliyle artmış olmasına rağmen sen hala CeHaPe zihniyeti ve Atatürk ile hesaplaşma peşindesiniz. Yapmayın! Çünkü özellikle Atatürk'ün karnesi hepsi 5 Pekiyi iken; senin karnen çok zayıf. Hatta bizim zamanımızın söyleyişiyle karnen toto kuponu gbi, (0-1-2-0-1-0-0-0)
