Saray’daki Sultan her şeyi yapabilir!

​Hasan Cemal, T'4'teki yazısında, Digitürk'ün 7 kanala ve medyaya karşı uygulanan sansüre tepki göstererek, 'Sadece tek ses çıkacak.
İşte Hasan Cemal'in o yazısı;

Savcı yazmış da, Digitürk de savcının kararına uymuş da…
Geçiniz.
Bunların hukukla mukukla ilgisi yok.
Despotluk hukukudur bunun adı.
Hukuku guguk yapanların hukukudur.
Başkan babalık hukukudur.
Demokratik hak ve özgürlükleri takmayan iktidar erbabının sözde hukuk anlayışıdır bu kararlar…
Hukukun üstünlüğünü katletmektir.
Bugün TV, Samanyolu TV, Kanaltürk, Mehtap TV, S Haber, Irmak TV, Yumurcak TV kanallarını Digitürk’ün yayın dışı bırakmasından söz ediyorum.
Daha önce Tivibu da böyle bir karar aldı.
Sırada TÜRKSAT’ın olduğu söyleniyor.
Devam edin, devam edin.

Farklı sesleri susturun.
Hiç şaşırtıcı değil.
Tek sesli bir medya düzenine doğru emin adımlarla yürüyorsunuz.
Sadece tek ses çıkacak.
Saray’daki Sultan’ın sesi…
Soytarılarının sesi…
Tetikçilerinin sesi…
O kadar.
Başka sesler susturulacak.
Çatlak ses olmayacak.
Muhalif ses olmayacak.
Eleştirel ses olmayacak.
Türkiye’nin en büyük gazetesi bunun için basıldı.
Bir değil iki kere taşlı sopalı saldırıya uğradı.
Saldırganların elebaşısı, Saray’a yakınlığı olan bir milletvekiliydi.
Üstelik, gazetenin yayın yönetmeniyle yazarını dövmekten söz etti.
Bu da yetmedi.
Saray’ın bir tetikçisi, yazara “Seni sinek gibi ezeriz” diyebildi.
Çok gecikmedi, yazar evinin önünde saldırıya uğradı, burnu, kaburga kemiği kırıldı.

Yetmedi.
Hakkında terörle bağlantılı olarak soruşturma açılabilen gazete sahibi de, Saray’ın milletvekili yaptığı biri tarafından şöyle tehdit edildi:
“Senin dişlerini sökeriz, tırnaklarını sökeriz.”
Bütün bunlar yaşanırken, Saray’ın sesi hiç çıkmadı.
Saldırıları kınamadı.
Esef etmedi.
Bunun içindir ki, yaşananlar hiç şaşırtıcı değil diyorum.
Hepsi planlı programlı çünkü.
Muhalefetin istenmediği, eleştirel seslerin susturulduğu, Saray’a muhalif herkesin sindirilmek istendiği boğucu bir ortam oluşturuluyor.
Dişler tırnaklar bunun için sökülmek isteniyor.
Bunun için sinek gibi ezeriz tehditleri yükseliyor.
Saldırılar bu yüzden.
Gazeteciler bunun için mahkeme kapılarında.
Kürt gazeteciler bu yüzden saldırıya uğruyor, hapsi boyluyor.
Gazetecinin şakağına polis tarafından bu nedenle tabanca dayanıyor.
Yarın öbür gün, 1990’lardaki gibi, kıyıda köşede ensesinden tek kurşunla öldürülmüş gazeteciler de bulunmaya başlarsa hiç şaşırmayın.
Sıra ufak ufak buna geliyor.
Gidiş tek kelimeyle berbat!
Türkiye’nin en büyük gazetesini bas.
Yazarını evinin önünde döv.
Sahibine terörden soruşturma aç.
Gazetecileri mahkeme kapılarında susturmaya, sindirmeye çalış.
Eleştiriye, farklı seslere açık yedi kanalı birden karart.
Daha ne olsun ki?..
Bu berbat gidişi, bu despotluğu hâlâ göremeyenlerin düştüğü hâller gerçekten hazin.

Bütün bu kabus gibi ortamda, “Reis de var işin içinde, emniyet de,MİT de var” sözlerinin anlamını daha hâlâ kavrayamayan, fazla abartmayın diye burun kıvıran, yaşananlarla hâlâ dalgasını geçmeye çalışan bazı ahmakları geçiyorum.
Bütün bu olan bitenleri bile bile görmezlikten gelen, üç maymunu oynayanlara ise acıyorum.
Sözü uzatmak yersiz.
Bir yandan özgürlükler boğuluyor.
Diğer yandan kan akıtılıyor.
Bütün bunlar ne için mi?
Seçimde tek başına iktidar kazanmak için…
1 Kasım’da sandıktan tek başına çıkmak için…
Başkan babalık için…
Bu uğurda daha çok şey yapabilir Saray’daki Sultan!
Haberiniz olsun.
Tek yol, 1 Kasım’da Erdoğan’a dur demekten geçiyor!

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

    :

    :

    :

    :

    "Saray’daki Sultan her şeyi yapabilir!" hakkında Tweetler

    DİĞER MEDYA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete