Günün Videosu

Seçim kapıda, maliyeti masada...

CHP'nin ekonomi kurmaylarından Faik Öztrak: 'Türkiye'de hem "can güvenliği" hem "ekonomik dengeler" tehlikede...'
KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ

ERKEN SEÇİMİN MALİYETİ, KİMİN OMUZUNDA?

AKP ve CHP arasında yürütülen koalisyon görüşmelerinden bir sonuç çıkmadı, görev Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iade edildi... Erken seçim en güçlü olasılık .... Peki olası seçimin maliyeti ne olacak? Kırılgan ekonomisini diken üzerinde yürütmeye çalışan Türkiye, yeni bir seçimden nasıl etkilencek? Terör olayları seçim maliyetini nasıl etkileyecek? Daha da önemlisi seçim güvenliği nasıl sağlanacak?  CHP'nin ekonomi kurmaylarından, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Karşı Gazete'ye konuştu...


"ERDOĞAN GÖREVİ KILIÇDAROĞLU'NA VERMELİ"

-Erken seçim, önümüzdeki en büyük olasılık olarak duruyor.  Seçimin genel maliyeti ne olabilir?


Erken seçim ihtimali artmakla beraber süreç henüz tamamlanmadı. AKP Genel Başkanı Sayın Davutoğlu hükümeti kurmakta başarısız oldu. Şimdi Sayın Davutoğlu görevi Cumhurbaşkanına iade etti. Daha sonra gerek hukuk gerekse siyasi geleneklerimizin işaret ettiği gibi Hükümeti kurma görevinin Sayın Genel Başkanımıza verilmesi gerekiyor. Sayın Genel Başkan 23 Ağustos tarihine kadar Hükümeti kurmaya çalışacaktır. Bu da olmazsa o zaman Anayasanın 114 ve 116. Maddeleri devreye girer. Yani Cumhurbaşkanı bir geçici hükümetin kurulması ve ülkenin erken bir seçime götürülmesi konusunda kuralları işletir.


"UCUZ VE BOL DOLARA ERİŞMEK ZORLAŞACAK"

7 Haziran’da ortaya çıkan tabloyu doğru okuyamamanın ve ülkeyi tekrar bir erken seçime götürmenin iş alemine ve vatandaşlara önemli bir maliyeti var. Halihazırda küresel konjonktürün bize benzer ekonomiler için elverişli olmadığı bir dönemdeyiz. Önümüzdeki günlerde ucuz ve bol dolara erişmek daha da zorlaşacak. İşte böylesine bir ortamda ortaya çıkan siyasi belirsizlikler ülkenin risk priminin daha da artmasına neden oluyor.


"BÜYÜME YAVAŞLIYOR, İŞSİZLİK ARTIYOR"

 TL’nin dolar karşısındaki değerindeki düşüş rekor üstüne rekor kırıyor, Hazinenin gösterge tahvili çift hanelere yerleşiyor. İnsanların bekleyişleri olumsuz etkileniyor. Yatırım ve tüketim kararları erteleniyor. Büyüme yavaşlıyor, işsizlik artıyor. Size tek bir örnek vereceğim. Türkiye’de reel sektör şirketlerinin döviz açık pozisyonu 179 milyar Dolar. TL’nin dolar karşısındaki değerinde her 1 kuruşluk düşüş şirketlerin 1,8 milyar TL kur farkı zararı yazması anlamına geliyor. 5 Haziran’dan 17 Ağustos’a kadar serbest piyasada Dolar kuru 20 kuruş arttı. 7 Haziran’dan sonra Hükümet kurulamaması nedeniyle reel sektörün omzuna 36 milyar TL kur farkı zararı eklendi. Erken seçimle beraber önümüzdeki günlerde TL’nin değerindeki her 1 kuruşluk düşüş bu yükü daha da ağırlaştıracaktır.

 "2015’İ YİTİRDİK..."

Seçimin yapılacağı ay itibari ile maliyet farklılaşabilir mi? Yani  Ekim, Kasım ya da Mart ayları konuşuluyor şu an için... Hangi ay yapılacağı, maliyeti etkiler mi, neden?


- Türkiye’nin ciddi ekonomik kırılganlıkları var. Türkiye ilkin Dünyanın en kırılgan 8, daha sonra 5 şimdi ise en kırılgan 3 ekonomisi arasında gösteriliyor. Ekonominin önümüzdeki bir yılda 210 milyar dolar dış finansmana ihtiyacı var. Buna karşın net rezervlerimiz 31 milyar dolar ve iki aylık ithalatımızı bile karşılamıyor.

Ekonomi büyümekte sıkıntı çekiyor. Büyüme % 2-3 bandına sıkıştı. Böyle bir ortamda 2015’i yitirdik. 7 Hazirandan çıkan sonuçları aslında herkesten önce AKP için önemli bir fırsat sunmuştu. 13 yıllın ekonomide biriken tortusunu temizleme imkanı olabilecekti. Ancak AKP bu imkanı kullanamadı. Şimdi siyasi belirsizlik bir müddet daha devam edecek. Bu yılın üçüncü ve son çeyreğini de kaybedeceğiz. Dolayısıyla erken seçim iyi bir seçenek değil. Çünkü Türkiye’nin sorunları büyük ve yakıcı. Kaybedecek tek bir gün yok.

 "HAZİNE YARDIMI KONUSU NETLİĞE KAVUŞTURULMALI"

Hazine yardımına ilişkin iddialar var. Seçimin dönemine göre HDP'nin hazine yardımı almasının engellenmesi mümkün mü?


- Aynı yıl içinde 2 genel seçim kanun koyucunun ön göremediği bir durum. AKP bugüne kadar girdiği tüm seçimlere, Hazine yardımının yanı sıra iktidar olanaklarını kullanarak girdi. Yetmedi kendisine havuzlar kurdurdu. Muhalefet ise sadece Hazineden aldığı yardımlarla seçimlerde mücadelesini verdi. Bu konuda bir sıkıntı varsa tüm partilerin bir araya gelerek Hazine yardımı konusunu netleştirmesi gerekiyor.

 "SEÇİM İÇİN ÖNCE BÖLGEDE CAN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI"

Terör olaylarının seçim güvenliğinin sağlanması çalışmaları nedeniyle, maliyeti artırması muhtemel mi?


- Her şeyden önce 7 Haziran’dan bu yana şehit verdiğimiz onlarca güvenlik görevlimize Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum. Geldiğimiz nokta çok acıdır. Terörist artık dağda değil, şehirlerimize, ilçelerimize sızmıştır. Evler cephaneliğe dönmüş; mevcut hükümette bu duruma seyirci kalmıştır. Bazı ilçelerde terör örgütü özerklik ilan etme cesaretini gösterebilmektedir. Bölgede öncelikle can güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.

 "SEÇİM 22 KASIM'DA OLABİLİR"

Erken seçim için sizce hangi dönem en uygunu olur?

- Bu konuda kişisel görüş belirtmek için fazla bir imkan yok. Zaten gelişmelere göre Anayasa ve kuralların belirlediği tarihler var. Cumhurbaşkanı seçimleri yenilemeye karar verdiği anda 90 günün ardından gelen ilk Pazar günü ülkeyi seçime götürecek. Bu durumda 22 Kasım’da vatandaşlarımız yeniden sandık başına gitmek zorunda kalacak. Elbette Yüksek Seçim Kurulu bu tarihte değişiklik yapabilir.

 "İŞ DÜNYASI TAVIR DEĞİŞTİRDİYSE, BUNU ONLARA SORMAK GEREK..."

CHP- AKP Koalisyon görüşmeleri başlangıçta özellikle iş dünyası tarafından destekleniyordu... İş dünyası desteğini daha sonra çekti mi? İlk günlerde sık sık dillendirilen CHP-AKP koalisyonu için son dönemde çok da istekli görünmüyorlardı...

- Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklarından ve yakıcı sorunlarından bahsettim. Elbette bu sorunlar ilkin iş dünyasını etkiliyor. Türkiye’de özel sektör yatırımlarının reel düzeyi 2011 seviyesinin altında. Ülkede yatırım iştahı kalmadı. Ekonomi döviz kazanmakta giderek zorluk çekiyor. İhracatımız ve turizm gelirlerimiz geriliyor. İş Dünyası yaklaşan küresel dalgayı da görüyor. Bir an önce ekonominin içsel dayanıklılığını artıracak, gelen küresel dalga karşısında ekonomiye yeni çapalar sunacak reformların hızla yapılması gerekiyor. Bu zorlu reform ajandası ancak güçlü, büyük bir koalisyonla gerçekleştirilebilir. İş Dünyası bu nedenle tıpkı Almanya’da olduğu gibi bir büyük koalisyon kurulmasını istemiş olabilir. Son günlerde tavırlarında bir değişiklik olduysa bunun nedenlerini onlara sormak gerekir.

"EKONOMİDE GÜVEN ORTAMI İÇİN, HUKUKUN RESTORE EDİLMESİ GEREK!"

Koalisyon görüşmelerinde iki parti ekonomik plan ve projelerde uyum sağlamış mıydı? CHP, hükümet ortağı olsaydı ekonomik olarak hangi başlıklar uygulama takviminde  ilk sırada yer alacaktı?

- Bizim seçim döneminde dile getirdiğimiz vaatler vatandaşın ve ekonominin nefes almasını sağlayacak, tıkanan çarklara can suyu verecek ve ekonominin rekabet gücünü artıracak vaatlerdi. Bu vaat ve tedbirlerin önemini bu yıl geçtikten sonra daha iyi anlayacağız. Her şeyden önce ekonomide güven ortamının yeniden sağlanması gerekiyor.

Bunun için ilkin Hukuka duyulan güvenin restore edilmesine ihtiyaç var. Hukukun üstünlüğü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirliği, siyasette ahlak tüm bunlarda ciddi adımların atılmasına ihtiyaç var. Hiç kimse canını, malını, mülkünü birilerinin iki dudağı arasına bırakmak istemez. Buralarda ciddi düzenlemeler yaparak ekonomiye bir güven şokunu vermemiz gerekiyor.

Ardından toplumun kırılgan kesimlerine yani emeklisine, dar gelirlisine nefes aldırmamıza ihtiyaç var. Bu kesimlerin harcama eğilimi çok yüksek ve yaptığı harcamanın neredeyse tamamı bu ülkenin esnafına, üreticisine gidiyor. Yani bu kırılgan kesimlerin ithalatı artıran talep yapıları da yok.

 Üçüncü olarak ekonominin rekabet gücünü artıracak yapısal reformlara odaklanmaya ihtiyaç var. Üretimde girdi maliyetlerini düşürecek yapısal tedbirler, işgücünün verimliliğini dolayısıyla yüksek gelir elde etme potansiyelini artıracak çağdaş bir eğitim sisteminin uygulamaya konması hepsi bu çerçevede değerlendirilebilir.

 "TERÖR OLAYLARI EKONOMİYE DE DARBE VURACAK"

Terörle mücadelenin de ekonomik boyutu var... Son günlerde artan olayların zaten kırılgan olan Türk ekonomisine  fark edilir bir etkisi olacak mıdır sizce?

- Can güvenliğinin olmadığı bir yerde hiçbir şeyin güvencesi yoktur. Elbette artan terör en başta beklenti kanalını olumsuz etkileyecektir. Halihazırda sınırlarımızdaki yangın nedeniyle Ortadoğu pazarına erişmemiz giderek güç hale gelmişken, şimdi yangın içeriye sıçramaya başladı. Elbette bu gelişmelerin ekonomimize, büyüme potansiyeline, işsizliğe olumsuz etkileri olacaktır.

"EKONOMİ VE İŞSİZLİK SEÇİMDE ÖNCELİKLERİMİZDEN OLACAK"

CHP'nin erken seçim hazırlıklarına başladığını biliyoruz. Ekonomi alanında vaatler neler olacak? Seçim stratejisi farklılaştırılacak mı, yoksa 7 Haziran seçimine hazırlanırken kullanılan argümanlar mi kullanılacak? Özellikle ekonomi temelli, düşük gelir grubuna, emeklilere yönelik projelerde farklılık olacak mı?

- Tabi seçim stratejimizi ilkin yetkili organlarımızda tartışmamız gerekiyor. Bu tartışmalar yapılamadan benim bir şey söylemem doğru olmaz. Ancak ekonomi ve ekonomideki kırılganlıklar bu ülkenin asıl sorunu olmaya devam ettikçe ekonomi de işsizlik de seçim meydanlarında öncelikli konu olmaya devam edecektir.


 Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr

    :

    :

    :

    :

    "Seçim kapıda, maliyeti masada..." hakkında Tweetler

    DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete