Şırnak ve Hakkari Valileri sınır birliklerinin takviyesine izin vermedi!..

İktidarın üzerine kabus gibi çöken “milliyetçi oylar kaçıyor” korkusu.

Recep Erdoğan, Ahmet Davutoğlu,Yalçın Akdoğan üçlüsünün  PKK ve HDP’ye sözde  sert çakışları. Kayıkçı kavgaları!..

Tam yerine denk düşen; PKK’ya karşı Mardin Mazıdağı operasyonu. Ardından bölücü terör örgütünün Dağlıca’ya ve Düğün Dağı’na saldırıları..

Algı operasyonları ile akıllara düşen, “Ne oluyor. İktidar çözüm sürecinden vaz mı geçiyor”, “Terör örgütüne karşı temizleme operasyonlarına mı girişiliyor”, “İktidarın PKK’ya karşı içinde bulunduğu sertleşme problemine çözüm mü bulundu” vs. gibi sorular.

Mazı Dağı operasyonunun  ardındaki gerçekleri  YENİÇAĞ’da okumuştunuz. Gerçekleri, bıraktığımız yerden  madde madde aktarmaya devam edelim;

Dağlıca saldırısı: Asker yapılan ağır taciz ateşlerine misliye cevap verdi fakat kışlasından çıkamadı. Saldırı sırasında ve sonrasında askerin kışladan çıkıp operasyon yapma talebine Hakkari Valisi izin vermedi.

Düğün Dağı üs bölgesine saldırı; Asker çıplak gözle ve dürbünlerle sabah saatlerinde  karşı tarafta saldırı hazırlığı yapan 20-25 civarında PKK’lı teröristi tespit etti.Tüm hazırlıklar yapıldı.

Operasyon için izin istendi ,onay alınamadı.Taciz ateşleri akşamın ilerleyen saatlerine kadar devam etti. Asker savunmada kaldı. Şerefsiz katil sürüsünün tek tek tespit edilen  inlerine operasyon için tekrar izin istenildi Şırnak Valisi “kışlanızdan çıkmayın” dedi.

Hendek kapatılma yalanı; PKK’nın yeni saldırılarının ardından terör bölgesinde  görev yapan sivil memurlarda işlerine gidemez sokağa çıkamaz hale geldi.

“Dolmabahçe mutabakatı” öncesinde “hendekler kapatılıyor” diye Cizre’den görüntü verilmişti. Silopi’de 150 civarında bir o kadar da Cizre’de  PKK’nın kazdığı hendekleri kapatmadığı bildiriliyor.

Gelelim en sıcak ve taze habere;

TSK, sınır güvenliği için bahar ayları planlaması ve tehdit unsurlarının güncellenmesi çerçevesinde Hakkari ve Şırnak Valiliklerinden yeni taleplerde bulundu.

Yeni üs bölgeleri kurulması ve mevcut birliklerinde takviye edilmesi için izin istedi. Hakkari ve Şırnak Valileri, “bölgeye yeni birliklerin gönderilmesi ve sınıra yerleştirilmesi çatışma çıkarır. Çözüm süreci zarara uğrar” gerekçeleriyle TSK’nın taleplerini reddetti.

Bölgedeki askeri yetkililerden aldığım bilgiye göre,kamuoyuna yansımayan bu gelişmeler sonrasında asker şok içinde ve büyük bir moral bozukluğu yaşıyor.Bölgedeki bir yetkili şunları söyledi;

“Teröristler üzerimiz havan topu, füze yağdırıyor. Suikast silahları ile kurşun yağmuruna tutuyorlar. Bizde siperlerimize saklanıp sadece karşılık verebiliyoruz.

Mehmetçiğin morali çok bozuk. Sınır bölgelerimizdeki birliklerimiz takviye edilemiyor. Allah esirgesin yarın bir ayaklanma çıkarsa ve sınırlarımızdan 6-7 bin PKK’lı içeriye girerse durum ne olur bunu düşünen yok”.

Gerçekler böyle iken iktidarın milliyetçi oy kumpası midemi bulandırıyor. Yazıp çizmekten başka elimden bir şey gelmiyor. İktidarın gerçek yüzünü faş etmesi gerekenler ise metro plan ve projesiyle uğraşıyor!.. Milliyetçi oyların akacağı kanalları tıkıyorlar...

“Hayalet” Gemimiz Aden’e İndi

Yemen’deki iç karışıklık ve girişilen ortak askeri  operasyondan sonra, iktidar,Türkiye’nin istihbarat, lojistik katkıda bulunacağı açıklamasını yaptı.

Askeri çevreler, söz konusu yardım için görüşmelerin devam ettiğini bildiriyor. Lojistik yardımın Irak’a yapılanın benzeri olacağına dikkat çeken askeri kaynaklar, bunun kesinlikle silah mühimmatı olmayacağına, askeri elbise, yiyecek,tıbbi malzeme içereceğinin altını çiziyor.

Bu arada, kamuoyunda “hayalet gemi” olarak bilinen Gelibolu adlı savaş gemimiz, Katar-Kuveyt bölgesinde Kuveyt’in ev sahipliğinde yapılan, ABD-Pakistan-Katar-Kuveyt ve Türkiye’nin katıldığı “Kartallar 2015” tatbikatındaki görevini başarı ile tamamlayarak Aden Körfezine indi.

MİLGEM projesinin gururu olan Gelibolu gemimiz Somali bölgesinde korsanlık faaliyetlerine karşı görev yapıyordu. Oldukça gelişmiş donanıma sahip olan ve üzerine helikopter de inebilen Gelibolu’nun Aden körfezine inmesi oldukça manidar.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...